Catherine Collins Gönderileri
Catherine Collins kitaplarını, Catherine Collins sözleri ve alıntılarını, Catherine Collins yazarlarını, Catherine Collins yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şöhret iki tarafı keskin bir kılıçtı.
Sayfa 286
Yolcular İngiltere 'nin Arapları yatıştırmak icin uyguladıkları jeopolitik stratejinin,Türklerin tarafsız kalma ısrarının, Stalin ve Rusların Alman savaş makinesinin teslim olmaya dair politikasının acımasız pragmtizminin kurbanı olmuştur.Bu ülkelerin üçü birden Struma'daki kadın, erkek ve çocukları kurban etmişlerdir.
Sayfa 280
İstanbul Boğazı
Bağazin tarihte özel bir yeri vardır.Adı,bir zamanlar Zeus'un tutku nesnesi olan genç ve güzel bir kadından gelir.Efsaneye göre Zeus ,kızın kıskanç karısı Hera'dan korumak için inek kılığına sokar.Hera bunu anlar ve kızın peşine bir at sineği takar .Kız sonunda kaçmak için suya atlayıp yüzerek boğazı geçer .Bu olaydan sonra oranın adı "İnek geçidi"manasına gelen Bosporus(Boğaz)olur.
Sayfa 209
Nasıl bir canilik .!
1941 Ekim'inde Almanlar şehri iki aylık kuşatmadan sonra aldılar .Şehri ele geçirdikleri gün ,ondokuz bin Yahudiyi Limana yakın bir meydana doldurmuş , üzerine gaz yağı döküp canlı canlı yakmışlardı.
Sayfa 185
"Güvertede ki sefaletle ( yiyecek yoktu,yer yoktu, soğuk, pislik ve yıkanmayan gömleklerimize yapışan böceklerle) baş etmemizgerekiyordu.Banyo yapmak,duş almak imkansızdı ve biz sabırlı bir şekilde soğuğa ,pisliğe ve açlık acısına katlanıyorduk. Günlük tek rutin yemeklerdi,günde bir kereydi,kıttı ama hayatımızın tek ritmini de onlar oluşturuyordu.Günün geri kalanıysa yanlızca umut etmekle geçiyordu."
Sayfa 164
"Işıklar yön değiştirdi ve partidekiler karanlıkta gizlenen o suratsız izleyicileri unuttu,"
Sayfa 163
Dünyadaki en korkunç hal umursamazlıktır.
Sayfa 130
"insanı hayattayken ve öldükten sonra onurlandırmak vardır.Bu demek oluyor ki beden,yani ruha ev sahipliği yapan araç, onurlu bir şekilde gömülmek istiyor . Topraktan gelip toprağa gideceksiniz."
Sayfa 130
İstanbul yılbaşı süsü gibi ışıl ışıldı.Limandaki gemiden bakınca süslerle bezeli devasa bir ağaca benziyordu.Büğülü bir şeydi.
Sayfa 122
Yanlızca zulümden kaçmak değil,yeni vatanlarında yeni yaşam için de savaşmak zorundaydılar.
Sayfa 100