Eğer kitap ya da gazete gibi basılı metinleri okumakla materyali telefon ya da bilgisayarımızdan okumanın aynı şey olmadığını hissettiyseniz, bilin ki haklısınız. Aynı şey değil.
(…)
İlk olarak, ne zaman bir bağlantıya denk gelsek beynimiz ona tıklayıp tıklamamak konusunda hızlı bir karar vermek durumunda kalıyor. Bu karar anları o kadar sıklıkla yaşanıyor ve o kadar küçükler ki çoğu zaman karar verdiğimizi fark etmiyoruz bile. Ama hızlı kararlar verirken aynı anda derin düşüncelere dalamayız; iki hareket de beynin farklı ve birbirine zıt kısmının kullanımını gerektiriyor. Ne kadar küçük ya da zihnimizin derinliklerinden geliyor olursa olsun, verdiğimiz her karar dikkatimizin okuduğumuz şeyden uzaklaşmasını sağlar. Bunun karşılığında da okuduğumuz şeyin üzerine eleştirel düşünmeyi ya da yazılanların hatırımızda kalmasını bırakın, konusunu dahi kavrayamamış oluyoruz.
Neye ilgi göstereceğimize dair verdiğimiz o anlık kararla aslında hayatımızın geri kalanını nasıl geçireceğimiz gibi buyuk bir kararı da vermiş oluyoruz.
Kitap iki bölüme ayrılıyor, birincisinde telefon bağımlılığı ve dikkatle ilgili bilgiler verirken ikinci bölümde ise sizi her güne bir görev verdiği bir aylık bir detoks yolculuğuna çıkarıyor.
İki kez baştan başladım,
Sonuç olarak:
İflah olmaz bir telefon bağımlısı olarak yine iflah olamadım ve günlük 8 saat olan ekran süremi azaltamadım. Verdiği kısıtlamalara adapte olarak aynı zamanı telefonda harcamayı başardım. Başka kitaplarda görüşmek üzere.
Merhaba Arkadaşlar ;
Belki de beni en iyi anlatan bir kitapla geldim galiba bu sefer. Aslında birçoğumuzun sorunu diyebiliriz. Bu kitabın da bu yüzden öncülüğüne ve yönlendirici bilgilerine hepimizin ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.
ᴅɪᴊɪᴛᴀʟ ᴅᴇᴛᴏᴋs
Birçoğumuzun Telefon vazgeçilmez bir turkusu. Elimiz 10 dk dan uzun bir süre onunla temas etmediğinde