Yani şimdi,
Sırf sen,gözyaşlarını görmüyorsun diye,
Bir balığın asla ağlamadığına inanmak
Niye?
Ağlar efendim,
Bal gibi ağlar...
Ama inan bana,
Ölüme giden yolda ne oltalar hüzünlendirir balığı
Ne de soykırım yapan ağlar...
Inan ki,
Benim, gözyaşına şahit olduğum
Bazı balıklar oldu
Ve o garibanların hepsi,
Parlaklığına vurulduğu
Zıpkınlarla vuruldu...
Bir nefeste söylenebilen dünyanın en uzun cümlesi.
Bakma şimdi ölümün böyle kolay dökülebildiğine parmaklarımdan,
Çocukken,
Yani kirlenmemişken,
Söyleyemiyordum.
"Dedem battı," diyordum...
Sana affetmekten asla vazgeçemediğim suçlarımı,
seninle buluşmak için gidemediğim Beşiktaş maçlarını ve intiharımın ipuçlarını bırakıyorum.
Ben sana düşen her yaprağa sela okuyan
aşkların ve şarkıların sözlerini,
belki ağlayasın gelirse diye
Hülya Avşar'ın mavi gözlerini,
ben sana baharı bekleyen
kumruların güzlerini bırakıyorum..
Yani ben sana her şeyimi bırakıyorum..
Şimdi kendimi seni kaybetmeye hazırlıyorum. Kolay olur inan bana.
Kendimden bile kaçtığım yerlerde arıyorum seni ve bu yüzden adımlarım hep ölüme ekleniyor.
Haritada kendine bir yer bulamıyorsun,
Çünkü senin sığabileceğin tek yer benim kalbim.
Çünkü bu ağırlığı benden başka kimse taşıyamaz.
Kurşun kalemle karaladığın yüzümü görünce kafayı yiyorum, yetim kalıyor aşk.
Elveda diyorsun, eyvallah diyorum.