Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Cemil Topuzlu

9.3/10
3 Kişi
11
Okunma
5
Beğeni
523
Görüntülenme

Hakkında

Türkiye'de modern cerrahinin kurucusu hekim, yönetici ve İstanbul eski Belediye Başkanı. Üsküdar, Salacak Mahallesi'nde dünyaya gelmiştir. Babası İskeçeli, Topuzlu oğullarından Yusuf Ziya Paşa'dır. Annesi Siruzizade Kazasker Hacı Tahir Efendi'nin kızıdır ve genç yaşta veremden ölmüştür. Üsküdar'da Paşakapısı Askeri Rüştiyesi'nde, bir süre Mekteb-i Sultani'de ve sonrasında babasının Şam'a memuriyeti nedeniyle Şam Askeri Rüştiyesi'nde okumuş, 1880 yılında mezun olmuştur. 1881'de Kuleli'deki Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye İdadisi'ni, 1886'da ise Gülhane'deki Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'yi (Mekteb-i Tıbbıye-i Askeriye) bitirdi ve yirmi yaşında yüzbaşı rütbesiyle doktorluk diploması aldı. Diploma numarası 1101'dir. 15 Eylül 1887'de cerrahi uzmanlığı için Fransa'ya (Paris) gönderildi. Üç yıl Paris'te St. Louis Hastanesi'nde asistan olarak çalıştı. 1890'da İstanbul'a döndü ve Haydarpaşa Askeri Hastanesi'nin Hariciye bölümü şefliğine atandı. Ertesi yıl Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'de müderris yardımcısı olarak ders vermeye başladı. Gene 1891 yılında Şeyhülislam Cemaleddin Efendi’nin kızı Ayşe Aliye ile evlendi. 1894'te de müderris oldu. Zeynep Kamil Hastanesi'ni yeniden düzenledi ve ilk özel hastane olarak hizmete açtı. Şişli Etfal Hastanesi'nde çalıştı, II. Abdülhamid'in saray cerrahlığını yaptı. 1905'te II. Abdülhamid tarafından rütbesi müşirliğe yükseltildi. 1908 yılında II. Meşrutiyet'in ilanından sonra 1909’da çıkarılan Tasfiye-i Rüteb kanunuyla rütbesi miralaylığa indirilince askerlikten ayrıldı. Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane ile Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye'nin birleştirilerek 1909-10'da Tıp Fakültesi adı altında öğretime geçmesini sağladı; kendisi de bu fakültenin başına getirildi. Rumeli yakasına taşınmasına karşı çıkarak görevinden ayrıldı. 1912'de İstanbul şehremini (belediye başkanı) seçildi. I. Dünya Savaşı yıllarını Cenevre'de geçirdi. İstanbul'a döndükten sonra Mayıs 1919'da ikinci kez İstanbul şehremini seçildi. Ertesi yıl görevinden ayrıldıktan sonra bir süre Damat Ferid Paşa kabinesinde Nafia Nazırı oldu. Daha sonra hakkında kovuşturma açılacağını öğrenince Fransa'ya gitti. 1924'te Türkiye'ye döndükten sonra resmi görev almadı ve yalnız mesleğiyle ilgili çalışmalar yaptı. Vefat ettiği yıl olan 1958'de, adı Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'na verildi. Eserleri - Seririyat-ı Cerrahiye (1895); Cerrahî Poliklinik - Sutures de plaies arterielles (1897); Atardamar Yaralarında Dikiş - Memoires et observations medicales (1905); Anılar ve Tıbbî Gözlemler - 32 Sene Evvelki, Bugünkü, Yarınki İstanbul (1944) - 80 Yıllık Hatıralarım (1951)
Unvan:
Türk doktor ve İstanbul eski Belediye Başkanı
Doğum:
Üsküdar, İstanbul, Türkiye, 18 Mart 1866
Ölüm:
İstanbul, Türkiye, 25 Ocak 1958

Okurlar

5 okur beğendi.
11 okur okudu.
1 okur okuyor.
23 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
( Biriyle buluşunca ben ) Cemil Topuzlu eşiyle ilk görüşmesi
ikimiz beraber yukarıya çıktık, Gayet şık döşenmiş bir salona girdik. Yüz görümlüğü olmak üzere bir çift küpe almıştım. Kadife mahfazayı, refikamın yanına koydum. O da, lûtfedip yüzünü açtı! Hele şükür, birbirimizi görebilmiştik!… Fakat her ikimiz de, mahcubiyetten tek bir kelime söyliyeme- dik. Böylece, yekdiğerimizden, hiç konuşmadan ayrıldık!…
Cemil topuzluKitabı okuyor
"Fakat, makûs talihin başıma ördüğü çoraplardan edindiğim kanaat şudur ki, inkılâba sahne olan memleketlerde, hiçbir vatandaş, benim gibi, mesleğini terkederek siyasetle uğraşmamalıdır."
Sayfa 236
Reklam
Cemil Topuzlu’nun komik bir anısı ;
Uzatmıyalım, emirnamemi alıp hastahaneye gittim. Fakat kapıdaki fevkalâdelik nazarı dikkatimi celbetti. Her yer silinmiş süprülmüştü, antre kalabalıktı. Ben, bunları tabiatiyle üstüme mal etmiyerek Başhekim Mehmet Paşanın odasına girdim. Emirnameyi verdim. Mehmet Paşa, bunu okur okumak kahkahayı basmasın mı! Hem de nasıl, adamcağız, kasıkları çatlarcasına gülüyor, gülüyor, gülüyor… Bu zaviyet karşısında, alınmış, kızmağa başlamıştım. Öyle ya, ne emirnamede, ne de bende gülmeyi icap ettirecek bir şey yoktu!… Muhatabım, mâfevkim olmasına rağmen - ben o zaman Kolağası idim dayanamadım. Niçin güldüğünü sordum. Mehmet Paşa daha çok gülmeğe başlamasın mı?!… Nihayet, başhekim, kapıçuhadarını çağırttı : -Lâfı kulağınla dinle, bak, imparator değil, operatör imiş, dedi. Meğer meselenin aslı şuymuş: Kapıçuhadarı bir gün evvel herhangi bir idarî sebeple Sıhhiye Reisinin nezdine gönderilmiş. Reis : Yarın sizin hastahaneye operatör gönderiyoruz, demiş. Zavallı kapıçuhadarı ömründe ilk defa işittiği bu sözü imparator şeklinde anlamış, O sırada Alman Kayzeri Wilhelm II nin akrabasından adlı bir Fransız müdür tayin edilmiştir. bir prens de İstanbul'a hekime: gelmiş bulunuyordu. Adamcağız, koşa koşa Baş hekime Yarın hastahaneye imparator geliyormuş, haberini vermiş. Başhekim de, kapıçuhadarı gibi yanlış anlamış, Wilhelm'in akrabası olan prens İstanbul'da ya, o gelecek diye düşünmüş… İstikbal hazırlığı yaptırmış! Gele gele de ben gelmişim!
İstanbul 1912
Tramvay, vapur, tiyatro, sinema gibi umuma mahsus yerlere girip çıkmak için sıra beklemek usulüne riayet edilmiyordu. Halk birbirini iterek intizamsızlıklariyle bu yerlere girip çıkarlardı. Polis ve Belediye memurlarının müdahale etmek ve halkı sıraya sokmak akıllarından bile geçmez, seyirci kalırlardı. Halkımız sokaklarda yürümesini de bilmiyordu. İlek caddelerin yaya kaldırımının sağ tarafından gitmezler, birbirlerini itip sıkıştırırlar, rastgeldikleri ahbaplariyle durup yüksek sesle görüşürler ve yolu kısmen kapatırlar, gelip geçenleri rahatsız ederlerdi. Medeni ve şehir halkına yakıştırılmıyan bu gibi ahvale sık sık tesadüf olunurdu.
Sultan hamit’in huzurundan kovuluşum;
İradesiz ayağa kalkmanın CEZASI : HUZURDAN KOVULUŞ… Sultan Hamit, doktorlara daima mültefitti Kendisi şahsan da hastalıktan hiç hoşlanmazdı. Saray halkından biri rahatsızlansa âdeta telâşlanırdı ve hastayı tedavi eden doktorun muvaffakıyetini rütbe ve nişanla takdir etmiş görünürdü. Daima da tababetin ilerlemesine hâ- dim olmak istediğini
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
304 syf.
8/10 puan verdi
Eserde üç farklı dönemi yaşayan Cemil Paşa’nın özellikle tıp eğitimi başta olmak üzere eğitim ve öğretim hayatı, mesleki yaşamı ve İstanbul Belediye Başkanlığı ve Nafia Nazırlığını içeren siyasi yaşamına dair hatıralar yer almaktadır. Cemil Paşa’nın tıbba ve cerrahiye katkısı ve yaptığı çalışmalar, ülkemizde tıpta gelinen seviyenin anlaşılması
80 Yıllık Hatıralarım İstibdat-Meşrutiyet-Cumhuriyet Devirlerinde
80 Yıllık Hatıralarım İstibdat-Meşrutiyet-Cumhuriyet DevirlerindeCemil Topuzlu · İşaret Yayınları · 201611 okunma