Yarın bize ait olanı gidip alacağız . Taş taş üzerinde bırakmayacağız. Hocalı'nın her bir karesinde büyük ermenistan'ın varlığını hissettirelim... Bu yaktığım ateş Hocalı'da büyüyerek yanmaya devam etmeli .
"Azerbaycanlılar ermenilerin sivil halka karşı katliam yapamayacağını düşünmekteydiler. Biz bunu Azerbaycanlılara şaka yapmadığımızı göstermek amacıyla ibret olsun diye yaptık... "
Kitap Cem Ersever yani Jitem'in kilit isimlerinden Erzurum doğumlu askerin hayatından kesitler sunan ilk bölümden ve
Dillere destan, Güneydoğu'da birçok faili meçhul cinayetin bir numaralı muhattabı Bingöl doğumlu Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ı anlatan ikinci bölümden oluşuyor.
Türkiye tarihinin karanlık dönemleri ve karanlık yüzlerini konu edinen bu kitap oldukça ilgimi çekti. Özellikle ülke tarihinde, PKK'nın en yıkıcı seviyede etkili olduğu 90'lı yıllarda Güneydoğu'da yaşanan keşmekeşin, kim vurduya gittilerin baş aktörü olan bu kişilerin yaşamına biraz da olsa yakından bakabilmek, onlar hakkında bir fikir sahibi olabilmek beni mutlu etti. Zira kendileri bir dönemin en aktif, en karanlık yüzleri. Abdullah Çatlı, Cem Ersever ve Mahmut Yıldırım, devlet içerisinde devlet tanımının en canlı örnekleri.
Var mı yok mu, resmi mi gayri resmi mi, tüzüğü nedir, amacı nedir diye tartışılan Jitem hakkında da oldukça spesifik bilgiler mevcut. Zira, 90'lı yılların kanlı atmosferinde en büyük pay sahiplerinden biridir bu oluşum.
Bu saydığım üç ismin de ölümleri, tıpkı yaşamları gibi arkalarında türlü esrarengizlikler barındırması ile de akıllarda yer edinmiştir. Gerçi Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın hala akıbeti konusunda net bir fikir sahibi olmak mümkün değil. En azından resmî kayıtlara bakarak.
Güneydoğu coğrafyasının 90'lı yıllardaki atmosferine yakından bakmak, devletin PKK'ya karşı yürüttüğü kontrgerilla faaliyetleri ile ilgili fikir sahibi olmak yine devletin karanlık yüzüne bir nebze de olsa ışık tutabilmek adına faydalı olabilecek bir eser diye düşünüyorum.
Toplumun mevcut yapısına bakılmaksızın dayatılan sistemler toplumu dağ basindaki köyünden metropole çekmiş, kent yaşantısına pike dalış yaptırmış ve cebi para dolu olan ZONTA ya da MAGANDA diye tanımlanan tipler haline dönüştürür.
1993 döneminde olan olayları ve PKK nın gerçekleştirdiği katliamları kendi çapında yorumlayan Susurluk kazasını gizemini çözmeye çalışan yeşil kodlu Mahmut Yıldırım yaşadığını iddia eden Muhsin Yazıcıoğlu şehit edilmesinin önceden planlandığı belirten daha bir çok olayı kendi açısından yorumlayan araştırmacı gazeteci ve yazarın güzel bir eser ortaya koymuş okumanızı tavsiye ederim