Neden bilmediğim bir şeyi düşüneyim ki? Tanrım, düşünmek istemiyorum, bu kesin. Ama bunu benden kim istiyor? Kim beni bilmediğim ve bilmek istemediğim bir şeyi düşünmeye zorluyor? Bu korkunç irade nereden geliyor?.. Tanrı'nın benden ne istediğini öğrenmeliyim ve bunu hemen bulmalıyım... Çünkü bu umutsuz sorunun yaratıcısı olduğundan artık emindim... Kendi ahlaki yargımın ve dinimin öğretilerine hatta O'nun emirlerine ters düşen bir şeyi, O'nun sonsuz lanetinden korktuğum için var gücümle karşı koyduğum bir şeyi yapmamı isteyen bu alışılmadık görevi bana empoze ederek itaatimi sınamak istiyor olabilir mi?
İnsanın Tanrı ile ilişkisinin önemli bir değişim geçirmesi muhtemelen şarttır: Ne yapacağı bilinemeyen bir kralı sakinleştiren övgüler dillendirmek yada çocuğun sevgi dolu bir babaya dua etmesi yerine, içimizdeki ilahi sevgiyi sorumlu bir şekilde yaşamak ve yerine getirmek, Tanrı'ya tapınma ve onunla ilişki kurma şeklimiz olacaktır. Onun iyiliği, lütuf ve ışıktır; karanlık tarafı, gücün korkunç
cazibesidir. İnsan, kendi gezegenini yok edebilecek kadar çok
bilgi sahibi oldu. Tanrı'nın iyi ruhunun ona kararlarında rehberlik etmesini umalım, çünkü Tanrı'nın yaratmaya devam edip
etmeyeceği insanın kararına bağlı olacaktır. İlahi gücün insanın elinin altında oluşunu hiçbir şey bu olasılıktan daha kuvvetli bir şekilde gösteremez.
Karşıtları önce ayırıp sonra birleştirmenin on altıncı yüzyıldaki simya aşamalarının bireyselleşme süreciyle paralel olduğunu da görmüştür. Ortaya çıkan semboller, çağdaş rüyalarda veya meditasyonda üretilenlerle hemen hemen aynıdır...