Yıl 2035 ve tahmin ettiğim dijital bir ortam, olağanüstü bir yaşam. Fakat öyle olmadı. Dünya yerle bir oldu. Büyük bir patlama, sel, tsunami ve beraberinde getiren bir çok felaketler. Hayatta kalmaya çalışan insanlar, çocuklar, ailesiyle birlikte olmak için sürekli çalışıp didinen bir otizmli bir kız.. Ablasını bulmak için elinden gelen her şeyi yapıyor ve bir gemiye sığınıyorlar. Eğer gerçekten böyle bir patlama olsa ben ne yapardım diye düşündüm. Kitap güzeldi, sonunda daha farklı bekliyordum ama otizmli bir kız çocuğunun cesur oluşu, ailesini kurtarmak için gemiden dışarı çıkıp başkalarına yardım etmesine hayran kaldım. Korkusuzdu ve tek düşündüğü de kedileriydi..
Tavsiye ediyorum o kızın yaşadıklarını bir de siz görün..
Güzel olduğumu fark etmedim değil. Tabi ki farkındaydım. Güzeldim. İnsanların benim gibi görünen kızlardan bazı kızlardan beklentileri olurdu: güven, dışa dönüklülük, cilve. Ben böyle biri değildim.
Peki benim şu an düşündüklerimi diğer insanlar sürekli olarak düşünüyorsa? Sokakta ya da televizyonda gördüğüm insanlar bunu her gün yeni baştan yaşıyorsa...
Bu, gerçek olamazdı.
Dünya bu kadar zor olamazdı.
"İnsanlar belirsizlikle başa çıkmaya çalışıyorlar. Eğer onlara ne beklemeleri gerektiğini, nasıl etkileneceklerini ve ne yapmaları gerektiğini söylersen, karşılaşacakları şeye göğüs gerebilirler. Daha da iyisi, sana güvenirler."
Herkes eninde sonunda böyle davranırdı. Önce beni zorlamaya başlarlardı ama beni ne için zorladıklarını anlayamıyordum ya da bana bir şey için söz verir ve sonunda tam tersini yaparlardı. Artık ne yapacağımı bilemiyordum. İki türlü de birilerinin canı yanıyordu. Çoğunlukla da benim.
kitabi ne kadar ilk basta sıkıcı bulsam da 50.sayfadan sonra acildi kitaptaki karakterlerin bazilarinda kendimi buldum, sinirlendim, uzuldum ama genel olarak cogunu sevdim distopik kitaplari zaten seviyorum ve queer karakterlerin olmasi yazarin farkindalik yaratmaya calistigi konular vs cok hoşuma gitti