Bak, kesinlikle makinelere karşı değilim, yirmi yıldan beri bilgisayarla çalışıyorum, cep telefonum var, tabletim var ve işim için sık sık internette vakit geçiriyorum.
ADRIEN: O hâlde sorun nerde?
ANNE Sorun, bunun hayatlarımızda çok fazla önem ve yer kaplamasın da En sonunda bizi insanlıktan çıkaracak bu durum. Senin neslin buna direnmesi gereken ilk nesil olacak. Bizi daha az insan yapan her şeye direnmek... "Makineler güzel, faydalı ama önemli olan insanların sahip oldukları bu biricik hayatı nasıl yaşadıkları, neler istedikleri, neler aradıkları, neye üzüldükleri, neyin onları mutlu ettiği" diyecek olan senin neslin olacak.
ADRIEN: Peki ya kitaplar, sana yardımcı oluyor mu?
ANNE: Yeterli olmuyor, orası kesin ama senin hayal ettiğin, beni korkutan, kanımı donduran o dünyada en azından kitaplar, insani bir şey olarak kalacaklar. Ben senin gibi değilim. Makinelerin kitapları gereksiz hâle getireceğini hiç düşünmüyorum; tam tersine, hiç olmadığı kadar ihtiyacımız olacak çünkü boğulacağız sonunda! Sonra da koşup bir zamanlar yazılanları okuyacak ve "Ah, kahretsin, ne kadar şanslılarmış, kaçıp saklanacakları bir yerleri varmış." diyeceğiz! Bizi aptal yerine koyamadıkları...
Zaman zaman biraz mutsuz olan bir genç olmaktansa bir robot gibi sürekli mutlu gezinen biri olmak istemezsin herhalde. En azından ben böyle düşünüyorum...
ANNE: Yazarların kötü huyları vardır, itaatkâr değillerdir, kedi gibi tırmalarlar, yaptıklarına fazla karışılmasını istemezler. Alıngandırlar! Horatius'un dediği gibi: "Şairler çabuk öfkelenen insanlardır." LEA: Kendilerini yere göğe sığdıramıyorlar!
ANNE: Bir anlamda öyle ama tam olarak öyle de değil. Yaptıkları şeye dokunulmasından pek hoşlanmazlar, olağanüstü bir eser ortaya çıkardıklarını düşündükleri için değil, kendi yaratıları olduğu için ve yalnızca onlara ait olduğu için. Tıpkı çocuklar gibi, sizden daha küçük çocuklar hemen her zaman hayır, bunu ben yalnız başıma yapacağım diye tuttururlar!
[flaubert] Stil ile dil bilgisinin birbirinden farklı şeyler olduklarını söylüyordu; neredeyse bütün büyük yazarların dil bilgisi hatası yaptığını ne var ki hiçbir dil bilgisi uzmanının kitap yazamadığını söylüyordu.
Том: Bütün yazarlar deli mi?
ANNE: Genellikle öyleler ama zararsızdırlar, saldırgan değillerdir. Tanıdığın diğer insanlar gibi davranmazlar. Kafaları bambaşka yerlerdedir. Evimin yakınında yaşlı bir yazar, bir şair yaşıyordu. İyi arkadaş olmuştuk. Evinin önünden her geçişinde kapıcı kadın, parmağıyla alnına hafifçe vurup, "tümden zırdeli", diyordu onun için. (Anne işaret parmağını şakağına götürüp çevirdi.)
LEA: Gerçekten kafayı mı yemişti? ANNE: Yürürken parmaklarını sayıyor, kafiyeleri tutturup tutturamadığını anlamaya çalışıyordu. Bunun dışında çok kibar bir insandı.