David Sterritt Sözleri ve Alıntıları
David Sterritt sözleri ve alıntılarını, David Sterritt kitap alıntılarını, David Sterritt en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.daha haklı bir sebep görmedim, duymadım.
“Everything belongs to me because I am poor.”
Oxford UP - Raising consciousness, attacking repressionKitabı okudu
Cv
Another quoted Kerouac’s father, who called his son “seclusive [sic], stubborn, headstrong, resentful of authority and advice,”
Oxford UP - The Beat novel: Kerouac and BurroughsKitabı okudu
The next turning point came in 1948, when Ginsberg had a vision of the poet and artist William Blake reciting verses from his 1794 collection Songs of Experience, miraculously reaching Ginsberg from beyond the barrier separating death and life. The life-changing impact of this mystical experience affirmed his conviction that he was destined to be a spiritually attuned poet and a forceful advocate of the New Vision, the vaguely defined aesthetic agenda dreamed up by Ginsberg and his friends.
Oxford UP - Beat poetry and more: Ginsberg, Corso, and CompanyKitabı okudu
Beat Generation, they took aim at the hypocrisy and taboos of their time—particularly those involving sex, race, and class—in such provocative works as Jack Kerouac’s On the Road (1957), Allen Ginsberg’s “Howl” (1956), and William S. Burroughs’s Naked Lunch (1959).
Oxford UP - Origins and EssencesKitabı okudu
+ niye böyle üzgün görünüyorsun?
- çünkü sen bana kelimelerle konuşuyorsun ama ben sana hislerimle bakıyorum.
J.-L.G.: Ses sadece dil demek değildir. Ses, her şeydir. Bir film bir süreliğine beyazperdede hiçbir görüntü olmadan da -sadece ses olarak- yol alabilir. Ya da sadece sessiz görüntülerle. Anlatmak istediğiniz şeye bağlı. Teknik bir meseleden ibaret.
America in the 50s
The nation’s material well-being was not matched by feelings of psychological and spiritual health.
Oxford UP - The less-than-fabulous 1950sKitabı okudu
W. S. Burroughs
“The whole Beat movement has become a worldwide cultural revolution, absolutely unprecedented. There’s never been anything like it before. Penetrating the Arab countries, which is really a hermetic society. And then their affiliation with the political activists that went on in the ’60s—although the Beats were originally nonpolitical, others who were political were really following the Beat movement to its logical conclusion.”
Oxford UP - The Beat LegacyKitabı okudu
The 1950s had libidinal impulses as strong and plentiful as those of other decades. They were indirectly expressed in the public sphere, but they were impossible to miss. Hugh Hefner started a publishing revolution when his men’s magazine Playboy reached newsstands in 1953. The buxom Marilyn Monroe became a superstar, and second-tier blonde babes like Jayne Mansfield and Diana Dors immediately imitated her. Vladimir Nabokov’s scandalous Lolita reached the best-seller lists and the title of Metalious’s fornication-filled novel Peyton Place became a household phrase. People who had gasped at Alfred Kinsey’s report on Sexual Behavior in the Human Male in 1948 found even more surprises when Sexual Behavior in the Human Female appeared in 1953. Homosexuals are everywhere! People masturbate!
Oxford UP - Sex... and the Beat Sex...Kitabı okudu
— Niye böyle üzgün görünüyorsun?
+ Çünkü sen bana kelimelerle konuşuyorsun ama ben sana hislerimle bakıyorum.
Agnès Varda: Katılıyorum. Bir yapımcı gibi finansal ve şirketsel olarak bir değerlendirme yapamasam da, sonuçta kendim için bir yapımcının yaptığı aynı işi yapıyorum. Bu da destek sağlamak üzere insanlarla görüşmek, bir şeylere karar vermek anlamına filan geliyor. Çünkü yapımcının parası yok.
Members of the Beat Generation hoped that their radical rejection of consumerism, materialism, and regimentation would inspire others to purify their lives and souls as well.
Oxford UP - Origins and EssencesKitabı okudu
Hayatım bir film. Ben kendim de bir film olduğumdan, kendi hayatımla derin bir ilişki içerisindeyim, dolayısıyla onu diğer insanlarla paylaşabiliyorum. Korkunç şeyler, çok güzel şeyler, çok düzgün şeyler göstermek istiyorum, böylelikle insanlar beni tanıyacaklardır. Görüntü benim cesaretimi artırıyor. Kendim olabilmek için kendimi dışarıya yansıtmak istiyorum. Ve bunun başarılması için bir sinema endüstrisi var. Yetenek sahibi olmayı gerektiren ressamlığa benzemez bu iş. Sadece film yapma cesaretine sahip olacaksınız ve onu doğru zamanda kaydedeceksiniz; bu da başka bir yetenektir. Ben kendimin bir parçasıyım ve onu gösterebiliyorum; insanlar benim içime bakabiliyorlar. Filmler, insanların içine bakmayı sağlayan yegane şeylerdir. İnsanların filmlere düşkünlük göstermesinin ve filmlerin hiçbir zaman ölmeyecek olmasının sebebi budur.
J.-L.G. : Sizinle aynı görüşte değilim ve Çinli Kız'ı bana değil, başka birisine ait bir filmmiş gibi savunmak istiyorum. Bir sanat çalışmasına her zaman tamamen kendi içinde var olan bir şey olarak bakma hatasına düşüyoruz. Çinli Kız'a gelince, benim insan duyguları hakkında konuşmak istemediğim çok açık, sinemanın ortaya çıktığı günden bu yana biz sadece insan duygularını ele aldık. Başka bir şey göstermemiz gerekir - yani, insanların neden insan olduklarını ve neden böyle olduklarını. Dramayı, psikolojiyi bir tarafa bırakmamız, siyasal meselelerin içine daha çok girmemiz gerekir.
Kadınlar daha kayıtsızdır. Pek çok şeyi kabul ediyorlar. Bunun yanında, erkekler daima kendilerinin hükmedici olması, anlaması şeklinde bir duygu taşıyorlar.