Defter Dergisi 1987-2002 yılları arasında 45 sayı yayınlanmıştır. Defter yayınlandığı yıllar boyunca amacını eleştirel düşüncenin yaygınlaşması diye tanımladı. Dergiyi çıkartanlar, farklı disiplinlerin, farklı bilgi alanlarının birbiriyle konuşabilmesini, belli bir soruna farklı optiklerden bakılabilmesini ve karşılaştırmalı bir bilgi üretilebilmesini önemsiyordu. Buna bağlı olarak akademik metinlerle denemeler, şiir, öykü, anlatı gibi edebi türleri birarada yayınlayan ve deneyime vurgu yapan kendine özgü bir Defter uslubu çıktı ortaya. Dergiyi sevenler vesürekli izleyenler de büyük bir ihtimalle bu farklılığı algılayan ve önemseyen okurlardan oluşuyordu.
Yayın Kuruluşunda derginin ilk döneminde şu kişiler yer aldı: Meltem Ahıska, İhsan Bilgin, Nurdan Gürbilek, Orhan Koçak, İskender Savaşır, Semih Sökmen. 1998 yılından sonra bu isimlere Zeynep Direk, Zeynep Sayın, İ. Kaya Şahin, Bülent Somay, Müge G. Sökmen ve Saffet Murat Tura katıldı.
Defter Dergisi
Başlangıç, Her İnsandır....İradenin, kendi arzusuna ve başkalarının arzusuna karşı ne olursa olsun giriştiği bitmeyen mücadele karşısında, gerçek özgürlük, bir aşkınlık momentini temsil eder...
Beklenmedik olanı meydana getirme, yeni bir şeye başlama yetisi, eylemde bulunma yetisidir. Bizim dünyamız, potansiyel olarak yaratıcı olan, "özgürlük ve eylem armağanlarına sahip oldukları için kendi gerçeklerini yaratabilen" bireylerin oluşturduğu bir dünyadır.
Berktay, Fatmagül: “Heidegger ve Arendt’te Özgürlük: Bir Kesişme Noktası”; Sayı 42, s.36.
"Yusuf Atılgan’ın 1959’da yayımlanan ilk romanı Aylak Adam, C.’nin rutin yaşamının ve bir tutamak arayışının dört mevsime yedirilmiş halini anlatıyor.
Bir Bakî sözü ile giriş yapar Atılgan romanına: “Mufassal kıssa başlarsın, garip efsane söylersin.” Burada Atılgan, daha kitabın başında sezdirir niyetini. Okuyucuya, Aylak Adam’da öyle
Defter Dergisi - Sayı 3
-bu kaçıncı-
köprü başı, yeni geçitlerin ilk işareti.
karşıda
çar mıha gerilmiş bir evliyanın solgun silueti.
zaman..
işte yine yanıbaşında
her unutkanlığın,
her tutkunun körlenmez törpüsü. sardımı
isterik duyguların
totemsi gölgeleri,
hiç fayda etmez bilirsin
herhangi bişey adına yola çıkan herhangi bişeyin seslenişi.
zaman..
işte yine içiçe
her tükenişle;
de ki sevdayla
ya da sevdaya ilişkin
tüm yeryüzü kuşatmalarıyla... köprü başı, bu kaçıncı geçit törensizliğiyle sevdiğimiz varoluş ve yokoluşları cömertlikle yaşayan.
zaman mı?
işte yine yanıbaşında her yokoluşun
ve yeniden doğuşun; yine öyle törensiz yine öyle sevgili..