Gedikpaşa Tiyatrosu demek, Nâmık Kemal, Vatan yahut Silistre, Güllü Agop, Ahmet Midhat Efendi, Çerkez Özdenleri demekti. Tiyatronun faaliyetleri, bir gecede yerle bir edilmesi, Nâmık Kemal'in ardından halkın “Yaşa!” diye bağırmasının ne anlama geldiği Üçüncü Tepede Hayat'ta anlatılmaktadır: “Nâmık Kemal'in vatan, millet, hürriyet gibi, o devirde çok yeni olan kavramlar etrafında ördüğü Vatan yahut Silistre oyunu, Gedikpaşa Tiyatrosu'nda 1 Nisan 1873'te sahnelendiğinde büyük hadise olmuş, tezahürat sırasında sadece padişahlar için kullanılan “Yaşa!” sözünün Nâmık Kemal için de (“Kemal Bey, yaşa!”) kullanılması ve tiyatroyu dolduran halkın fenerlerle sokağa taşıp şairin arkasından yürüyerek "Muradımız budur!" “Allah muradımızı versin!” gibi imalı sözler sarf etmesi yüzünden aleyhinde bir komplo düzenlendiği vehmine kapılan Sultan Abdülaziz'i endişelendirmiştir. Çünkü Nâmık Kemal, kendisinden sonra tahta geçecek olan Şehzade Murad'ın hocasıydı ve onunla sürekli temas hâlindeydi.” (s, 151), Tiyatro, bu hadisâtın ardından mimlenmişti, (Bu olaydan sonra Vatan Yahut Silistre'nin kırk yedi defa temsil edilmesi bir tezatlık teşkil etmektedir). 1884'te Ahmet Midhat Efendi'nin Çengi ve Çerkez Özdenleri oyunlarının bu sahnede oynanması ve oyunlarda halkı hanedana karşı kışkırtan ifadelere yer veriliyor iddiası Gedikpaşa Tiyatrosu'nun bir gecede tarumar edilmesine sebep olmuştur (s. 152)