Denise Ferrier Sözleri ve Alıntıları
Denise Ferrier sözleri ve alıntılarını, Denise Ferrier kitap alıntılarını, Denise Ferrier en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Glikozaminoglikanlar lizozomal asit hidrolazlar tarafından yıkılırlar.Önce oligosakkaritlere bölünürler.Sonra bu zincirlerin indirgeyici olmayan uçlarından başlayarak sırasıyla yıkım olur.Hidrolazların birinin eksikliği sonucunda mukopolisakkaridozis meydana gelir.Bunlar,GAG'ların dokularda biriktiği kalıtsal bozukluklardır.İskelet ve ekstrasellüler matriks kusurları ve zeka geriliği gibi semptomlara yol açarlar.Bu genetik hastalıklara örnek olarak,Hunter (X-bağlı) ve Hurler sendromları verilebilir.
Sayfa 170
Çoğu insan enzimi için optimum sıcaklık 35 derece ile 40 derece arasındadır.İnsan enzimleri 40 derece'nin üzerindeki sıcaklıklarda denatürasyona başlar,ancak kaplıcalarda bulunan termofilik bakteri enzimlerinin optimum sıcaklıkları 70 derecedir.
Altın Bilgiler
Kolayca karıştırılacak enzim isimlendirmesine göre: Sentetaz (ATP gerektirir) sentaz (ATP gerektirmez);fosfataz (fosforil grubunu ayırmak için su kullanılır),fosforilaz (Pi kullanarak bağ yıkar ve ve yerine fosforillenmiş ürün oluşturur); dehidrojenaz (NAD+/FAD,bu redoks reaksiyonlarında elektron alıcısı olarak görev yapar),oksidaz (alıcı O2'dir.Fakat O2 atomları substrat yapısının içine yerleşmez),oksijenaz(oksijenin bir ya da her iki atomu yapıya yerleşir).
Henderson - Hasselbalch denklemi ,bir fizyolojik çözeltinin ph sının zayıf bir asit ve buna karşılık gelen duz formunun konsantrasyonundaki değişime nasıl tepki verdiğini hesaplamak için kullanıla bilir
İdeal koşullarda denatürasyon tersinir ola bilir ,bu durum da ortamdaki denatüre edici ajan uzaklaştırılınca protein kendi orjinal , doğal katlanmış formuna geri döner. Fakat proteinlerin çoğu ne yazık ki bir kez denatüre olduktan sonra sonsuza kadar denatüre halde kalırlar. Denatüre proteinler çoğunlukla çözünür durumda değildirler ,bu nedenle de çözeltilerde çökelirler
İzoformlar aynı fonksiyonu gösteren ancak farklı primer yapıya sahip proteinlere denir . Farklı genlerden oluşturabilecekleri gibi aynı genin dokulara özel işlenmesi sonucunda da elde ede bilirler . Protein eğer enzim görevi üstlendiyse izozim adını alır.
Tiamin veya niasin eksiklikleri, santral sinir sistemiyle ilgili ciddi problemlere yol açabilir. Bunun nedeni,pirüvat dehidrogenaz inaktif olduğu zaman, beyin hücrelerinde TCA döngüsü yoluyla yeterli miktarda ATP sentezinin olmamasıdır. Wernicke-Korsakoff tiamin eksikliğine bağlı olarak gelişen bir ensefalopati-psikoz sendromudur, alkol bağımlılığına bağlı olarak da gelişebilir.
Sodyum ve ATP bağımlı kotransport sistemi
Bu,glikozun enerji harcayarak konsantrasyon gradiyentinin "tersine" taşınmasını sağlayan,yani hücre dışında glikoz konsantrasyonu düşük olsa bile hücre içindeki yüksek konsantrasyonlu tarafa geçişini olası kılan bir sistemdir.
Glikoz taşıyıcıları dokuya özgün bir şekilde eksprese (ifade) edilirler.Örneğin,nöronlarda temel glikoz taşıyıcısı GLUT-3'tür. GLUT-1 eritrositler ve kan-beyin bariyerlerinde boldur ama erişkin kaslarında da az miktarda bulunur.Buna karşın,GLUT-4 yağ dokusunda ve iskelet kaslarında boldur.GLUT-2 karaciğerde,böbrekte ve pankreas beta hücrelerinde bol miktarda bulunur.Diğer GLUT izformları da dokuya-özgün dağılım gösterirler.
Kahverengi yağ dokusu,daha bol miktarda bulunan beyaz yağ dokusundan farklı olarak,yeni doğanlarda ve kış uykusuna yatan hayvanlarda soğuğa dayanıklığı arttırmak amacıyla respiratuvar enerjinin yaklaşık %90'ını termogenez amacıyla kullanılır.
Sayfa 79
Plazma kanın hücre içermeyen sıvı kısmıdır.Laboratuvarlarda enzim aktivitesi için genellikle pıhtılaşması beklendikten sonra tam kanın santrifüje edilmesiyle elde edilen serum kullanılır.Serum laboratuvarlarda hazırlanırken,plazma ise fizyolojik bir sıvıdır.
Ağ oluşturan kollajenlerden tip 4 bu işlevi görür.
Bazal membran komşu hücreler için mekanik destek sağlayan ince kılıf benzeri bir yapıdır ve akciğer,böbrek gibi organlarda makromoleküller için yarı geçirgen filtrasyon bariyeri olarak fonksiyon görür.
Atmosferin difüzyonla O2 sağlama kapasitesi organizmaların büyüklüklerini sınırlayan bir faktördür. O2 sulu ortamlarda normalde yalnızca az miktarda çözünür halde bulunurken dolaşım sistemleri, bulundurdukları hemoglobin gibi taşıyıcı moleküler sayesinde bu sorunun üstesinden gelirler.
Birçok ekstrasellüler protein disülfit bağları ile stabilize olurlar.Buna bir örnek olarak çeşitli moleküllerin kanda taşınmasını sağlayan albümin verilebilir.
Aminoasitler gibi hem asit hem de baz gibi davrana bilen maddeler amfotrik olarak tanımlanırlar , ayrıca amfolit ( amfotrik elektrolitler ) olarak adlandırılırlar .