Memur anne – babanın ikinci çocuğu olarak 1984 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Dilşad Çelebi sırasıyla Sinop, Bolu, Kocaeli, Aarhus ve İstanbul’da yaşadı. Orta öğrenimini Kocaeli Anadolu Lisesi’nde tamamladı. Orta öğrenimi boyunca taekwon-do eğitimi aldı. 1999 senesinde kazandığı Kocaeli Körfez Fen Lisesi’nde, evleri depremden hasar gördüğü için bir sene yatılı olarak eğitim gördü. O dönemler ODTU’deokuyan ablası sayesinde hayatı erkenden tanıyabildi. (Yaşasın) 2002 senesinde burslu olarak kazandığı İstanbul Bilgi Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri bölümünü 2008 senesinde bölüm ikincisi olarak bitirdi.
Üniversite eğitimi sırasında bas gitar çalmaya karar verip iki sene boyunca eğitim aldıktan sonra, hiçbir grup bulamadığı için iyi bir nota okuyucusu olarak kendi kendine çalmakla yetinmek zorunda kaldı. Gönüllü olarak ResFest, İstanbul Film Festivali gibi organizasyonlarda görev aldı. Aynı dönem, Ali Murat Erkorkmaz’ın yanında çizgi film yazarı olarak çalışmaya başladı. Yazdığı Bekir, Tekir ve Kuyrukları isimli çizgifilm serisi Star Tv’de 80 bölüm yayınlandı.
2006 senesinde Voksne Mennesker ‘i izledikten sonra Dagur Kari’yi bulmak üzere değişim öğrencisi olarak bir arkadaşıyla birlikte Danimarka’da yaşamaya gitti. Şuanda İntikam Dizisinde oynamaktadır.
Massaget soyundan gelip, Massagetlere Han ve Komutan olan Tomris Hatun. Cesur, güçlü ve savaşçı. Herodotos Tarih’inde geçen olaylar dikkate alınarak, yazarın kurgusu ile ilerleyen bir roman.
Ailesi henüz Tomris doğmadan Massaget topraklarından Med topraklarına göç ediyorlar ve Tomris’in çocukluk dönemi Med topraklarında, köyünde, mutlu bir şekilde geçiyor. Babası daha küçükken at binmeyi öğretiyor. Köyün güçlü karakterlerinden oluyor hep. Takmas ve diğer çocukların saltanat oyununa alınmayınca, oyuna dahil olmak için gerçek dünyayı seçiyor. Yaşadığı kayıpların ardından, annesi ve ablasını ararken Massagetler tarafından bulunarak aile topraklarına geri götürülüyor. Yaşadığı acılarla güçlenen, yüzüne taktığı maske ile her zaman güçlü görünen Tomris Hatunun hikayesi böyle başlıyor. Nihayetinde kocasının ölümü ile Massagetlere Han oluyor ve Pers Kralı ile girdiği savaştan başarıyla çıkıyor. Çocukken dahil edilmediği oyuna kendini yetiştirerek gerçek hayatta dahil oluyor. Yaşadığı dönem fark etmeksizin bir kadının gücünü, savaşçı ruhunu anlayarak örnek alabilmek için okunması gerektiğini düşündüğüm bir kitap. Bir yanı çok güçlü bir komutanken, bir yanı hala çocuk olan Tomris. Çocukluğunu arayan, çocukluğuna dönmek isteyen bir Komutan Tomris. Güçlü olduğu kadar acılarla dolu bir kadının hikayesi.
Okuduğum en güzel kitaplardan birisidir. Bir kadın hükümdar olabilir mi diye sordurturken bir anda başka bir soru takılıyor insanın aklına hükümdarlık aşkı ve annelik iç güdüsü aşkı yenebilir mi?
İsminden anlaşıldığı gibi kitap tarihi bir kitap değil. Tarihi güçlü bir karakterin yazar tarafından yeni bir kurgusu. Birine bağlanmak, bir şeye inanmak, idealleri olmak ve seçimler yapmak. Kitap üç karakter etrafında şekilleniyor. Birinin gözünü hırs bürümüş, birinin inanç, birinin de sevgi. Hırslı olan inançlı olanın inancını köreltip farklı yola sokarken, sevgili olan sevgisiyle dizdiği incilerin parlamasına zaman tanıyan. Kitabın ana fikri bana göre: Sevgi neydi? Sevgi emekti. Ama burada emek mutlu ettiği kadar mutsuz da etmekte.