Hayatla vurdu kırdı olmaz, hayatın ahenginden nasiplenmeye çalışılır. Bu ahenkten nasiplenen için hayret verici güzellikler ve şaşkınlık verici ibretler hiç bitmez. Çünkü yol bitmez.
Kitap başarılı ancak bir o kadar acıma duygusu olmayan Zehra öğretmenin hikayesi ile başlıyor. Zehra hanımı tanıtan sayfaların akabinde ise inkar ettiği, ancak ölüm döşeğinde olduğunu öğrenmesi üzerine yanına gitmeye karar verdiği babası Mürşit Efendi’nin hikayesi ile devam ediyor. Zehra babasına sağ iken yetişemese de, babasından kalan hatıralara yetişiyor. Nihayetinde acıma duygusunu da yanına alarak görevine dönüyor. Zehra’nın babası Mürşit Beyin hikayesi toplumda namuslu, çalışkan, güvenilir insanların nasıl tüketilerek biçare hale getirildiğini gösteriyor. Bir roman karakteri olsa da gerçek hayatta muhakkak karşılaşılacak insanlardan. Toplumun baskısı ile insanlara karşı olan önyargıların ne kadar yanlış olduğunu, bataklıktaki her insanın kendi zelilliği nedeni ile bataklığa düşmediğini, bireyin kendi değerleri ne kadar yüce olsa da etrafındaki kötü insanlar nedeniyle insani değerlerini kaybedebileceğini gösteren bir kitap. Okunmasını tavsiye ederim.
Dibi görünmeyen kuyulara atılan taş nasıl çıkardığı sesle onların derinliğini gösterirse başkalarının elemi de bizim yüreklerimize düştüğü zaman çıkardığı sesle bize kendimizi, insanlığımızın derecesini öğretir…
Anı dediğimiz şeyler zamanın dehlizlerinde kaybolan yaşadıklarımızın o uzun ve daracık geçidin duvarlarında bıraktıkları silik, bulanık yansımaları değil midir ? Belki de oradan gelir adı. Anı; an ve yansı…
Massaget soyundan gelip, Massagetlere Han ve Komutan olan Tomris Hatun. Cesur, güçlü ve savaşçı. Herodotos Tarih’inde geçen olaylar dikkate alınarak, yazarın kurgusu ile ilerleyen bir roman.
Ailesi henüz Tomris doğmadan Massaget topraklarından Med topraklarına göç ediyorlar ve Tomris’in çocukluk dönemi Med topraklarında, köyünde, mutlu bir şekilde geçiyor. Babası daha küçükken at binmeyi öğretiyor. Köyün güçlü karakterlerinden oluyor hep. Takmas ve diğer çocukların saltanat oyununa alınmayınca, oyuna dahil olmak için gerçek dünyayı seçiyor. Yaşadığı kayıpların ardından, annesi ve ablasını ararken Massagetler tarafından bulunarak aile topraklarına geri götürülüyor. Yaşadığı acılarla güçlenen, yüzüne taktığı maske ile her zaman güçlü görünen Tomris Hatunun hikayesi böyle başlıyor. Nihayetinde kocasının ölümü ile Massagetlere Han oluyor ve Pers Kralı ile girdiği savaştan başarıyla çıkıyor. Çocukken dahil edilmediği oyuna kendini yetiştirerek gerçek hayatta dahil oluyor. Yaşadığı dönem fark etmeksizin bir kadının gücünü, savaşçı ruhunu anlayarak örnek alabilmek için okunması gerektiğini düşündüğüm bir kitap. Bir yanı çok güçlü bir komutanken, bir yanı hala çocuk olan Tomris. Çocukluğunu arayan, çocukluğuna dönmek isteyen bir Komutan Tomris. Güçlü olduğu kadar acılarla dolu bir kadının hikayesi.