Dündar Taşer 27 Mayıs Darbesi gerçekleştiren 38 kişilik Millî Birlik Komitesi üyesi, emekli kurmay binbaşı. 13 Kasım 1960 tarihinde Millî Birlik Komitesi tarafından görevinden alındı. 14'lerden biri olan ve Fas'a "görevli diplomat" olarak gönderildi. Milliyetçi Hareket Partisi ideologlarındandır.
Solcu gençler ölüyor, öldürüyor, dağa çıkıyor, kefenleri boğazlarında dolaşıyor. Fikirleri boğazlarında dolaşıyor. Fikirleri yanlış, fiilleri kötü, eylemleri suç olabilir. Fakat bir başka yönleri var. İnandıkları şey için ölümü göze alabiliyorlar.
Atatürk devrim yapmıştır ve devrimcidir. Fakat Atatürkçü devrimci olamaz. Atatürk'ün yaptıklarını yaşatmak istiyorsa muhafazakârdır, değiştirmek istiyorsa Atatürk düşmanıdır.
“Türk milliyetçilerinin kaderi budur. Çetin zamanın adamıdırlar. Bela yağmuru yağarken şemsiye gibi baş üstünde taşınır, iyi günlerde bir kenara atılırlar.”
Taşer, 27 Mayıs'ın MBK'sinin üyelerinden, 14'lerin arasında yurda dönüşün ardından Türkeş'le yol arkadaşlığına devam eden isimlerden, ülkücü hareketin fikrî mimarlarından. Mesele ise Taşer'in 1967 ve sonrasında kaleme aldığı köşe yazılarının derlenmesiyle meydana gelmiş bir eser. Mesele'de ekseriyetle dönemdeki siyasi, toplumsal, ekonomik, kültürel hadiseler ele alınıyor. Ancak bu, asker kökenli bir kimseden beklenmeyecek derecede usta bir şekilde kalem oynatarak yapılıyor. Bunun yanına engin görüş ve devlet gibi düşünen bir beynin damıtılarak herkesin anlayacağı hale getirdiği fikirleri eklenince Mesele daha da önemli hale geliyor. Ülke bütünlüğünü, millî varlığı, Atatürk mirasını hedef alan komünizmin çoğu köşe başlarını zaptettiği ve zaptedemediği noktalardaki kimseleri ise tehdit ve göz boyamayla bertaraf ettiği günlerdeki hükümetin, özelde Süleyman Demirel'in, ortacıların, ihmalkârların, özünden kopmuşların millî bir gözden eleştirisidir Mesele. Bu okuma sayesinde o dönem komünizmin ne denli büyük bir tehlike olduğunu, devletin yerine getirmediği vazifelere talip olup bedelini kanıyla ödeyen Türk milliyetçisi gençlerin ise komünizmin önünde ördükleri duvarın mahiyeti daha iyi anlaşılacaktır. Zira o dönem yapılan mücadele sağ-sol, karşıt görüşten ziyade, gayrimillî bir hücuma karşı millî bir mukavemetten başka şey değildir.
Atsız - Basılmayan Makaleleri okuduğum zamanki hissiyatı edindim. Yine birtakım kimselerin sözlerine, uyarılarına sırf milliyetçi diye kulak asılmamış, dikkat edilmemiş, umursanmamış ve bizler o günkü gücü, yetkiyi elinde bulunduran koltuk sahibi siyasi liderlerin aymazlıklarının ceremelerini hâlâ çekiyoruz.
Yazardan bahsedelim:
Dündar Taşer / Mesele.
Dündar Taşer asker kökenli bir Türk aydınıdır. Kendini en iyi şekilde yetiştirmiştir. 35 yaşında 1960 ihtilaline dahil olmasın onun askerlikte ne kadar başarılı olduğunun işaretidir. ihtilalden sonra gönderilmiş olduğu sürgünden dönünce siyasetle ilgilenmiş Türk siyasetine aydın fikirleri ile yol göstermiştir. 47 yaşında vefatı Türk siyasi hayatı açısından büyük bir kayıptır.
Mesele kavram olarak o dönemdeki milliyetçi muhafazakar aydınların vatan kurtarma seanslarına verdikleri isimdir. Dündar Taşer gazetelerde yazmış olduğu yazılarına başlık olarak "mesele"yi tercih etmiştir.
Kitapta Milli Hareket ve Devlet gazetelerinde yayınlamış olduğu yazıları mevcuttur. Bu yazılar Mart 1967 ile Haziran 1972 yılları arasını kapsamaktadır. 5 yıllık süre içerisinde Türk siyasi hayatının içinde bulunduğu durumu bir aydın olarak anlatan yazar, o günkü siyasi olaylar üzerinden Türk milletine yol göstericilik yapmıştır. Türk siyasi hayatındaki asker-sivil ayrımını çok güzel tahlil etmiştir. Siyasi olaylarda; silahlı eylemlere geçen sol grupların özellikle üniversitelerden başlayarak aydınlar ve Türk siyaseti üzerine kurmaya çalıştığı baskıyı tüm ayrıntılarıyla göstermektedir. Türkiye Cumhuriyeti'ndeki yöneticilerin denge politikalarıyla ülkemizi getirdikleri uçurum tam anlamıyla ortaya konmaktadır. Yalnızca olayları anlatmamıştır Dündar Taşer, bir aydın sorumluluğuyla olayları tahlil edip yol göstericilik de yapmıştır. Kitap konu edinmiş olduğu döneme dair gazete haberleri için değil Türk siyasi hayatı açısından da kaynak olarak değerlendirilebilecek bir niteliktedir.
#Kitapşuuruinsanlıkşuuru.