Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Dursun Kırbaş

0.0/10
0 Kişi
4
Okunma
0
Beğeni
1.337
Görüntülenme

Hakkında

Uzun yıllar sağlıkta başarıyla hizmet veren Prof.Dr.Dursun Kırbaş; Cerrahpaşa Tıp Fakültesini 1976 yılında bitirdi. İlk görev yeri Şişli Etfal Hastanesinde Nöroloji eğitimi yaptı. 1991 yılında Nöroloji Bilim Dalında Doçent oldu. 1983-1992 yılları arası İstanbul Okmeydanı Eğitim Araştırma, Şişli Etfal ve Vakıf Guraba Hastanelerinde şef yardımcılığı yaptı.1992 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Nöroloji Klinik Şefi olarak 20 yıl çalıştı. 2012-2013 Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde Nöroloji Eğitimi verdi. Uluslararası ve ulusal birçok toplantıya başkanlık yapan Prof.Dr.Dursun Kırbaş, İstanbul Üniversitesi Senatosu tarafından 20.09.2013’de profesörlüğe yükseltildi. Nöroloji profesörü olarak İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü’ne Tıp bilimleri ana bilim dalına başkanı oldu. Profesör Kırbaş, başkanlık görevini başarıyla tamamlayıp Aralık 2017 itibariyle emekli oldu.
Unvan:
Prof.Dr. Nörolog
Doğum:
Samsun, 1951

Okurlar

4 okur okudu.
14 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
K. Tahir'in ulaştığı sonuçları kendi söyledikleriyle görelim "Batı'da ve Doğu'da farklı devletlerin ortaya çıkması, toplumların farklı olmasından ileri geliyor. Batı toplumu sınıflıdır. Doğu toplumunda sınıf yoktur. Batı toplumu sınıflı olduğu için ortada devlet, sınıflar arasında bir tarafsızlık dengesi kurabildiği veya eşit ölçüde güven verebildiği zaman ayakta kalır. Müesseselere dayalı demokrasinin kaynağı budur. Doğu toplumunda devlet sınıflar olmadığı için, sadece adalete dayanır. 'Adalet mümkün temelidir' denmesinin nedeni de budur. Toplumun bazı çıkarları varki, bunu devlet sağlar ve topluma verir."
Sayfa 26
Serbest fırka egemen bürokrat çevrelere bağımlı olarak gelişen burjuvazinin tepkisidir. Bu tepki, bürokrat çevrelere bağımlı olarak kendine bir yol açmaya çalışan burjuvazinin, bürokrasinin himayesinden çıkmak ve egemen olma isteğidir.
Sayfa 51
Reklam
Burjuvazi kendi iç dinamizmi ile gelişmiyordu. Böyle olması, baştan Avrupa kapitalizmine bağımlı gelişmesi, doğal olarak onun üst yapısına da yansıyacaktır. Sanat, edebiyat,hukuk vd leri kendi bünyesine uygun olmayacak, Avrupa'nın kapitalist üst yapısından aynen aktarılacaktır. Alt yapıda egemen üretim biçimi "mir'i toprak" düzeni, üst yapıda ise gelişmiş kapitalist Avrupa'nın üst yapı kurumları. Kimi yazar-düşünürler bu aykırılığı temel bir çıkış noktası olarak görerek "Batılılaşmanın Osmanlı toplum yapısına aykırılığı ancak bu perspektiften yani feodal topluma burjuva kültürünün uygulanmak istenmesinden" dolayı "kültür ikiliği"ne vardığını iddia ederler. Bu bakış açısı kültür düzeyindedir. Weber'ci bir yaklaşımdır. Bu bir tez değil, bir sonucun değerlendirilmesidir. Tanzimat ve sonrası ortaya çıkan ekonomik-siyasi çalkantıları açıklayamaz.
Sayfa 36
Osmanlı köylülüğünde farklılaşma gerçekleşmediğinden, toprak sahibi bir orta sınıf oluşamadı. Aşırı sömürü, Osmanlı reayasının çiftliklerinde randımanların arttırılması için hiç şans tanımıyordu.
Sayfa 32
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok