"Eğer sen okumazsan, o kitabı okuyan, sana inandırmak istediğini anlatır. Sen kitabın doğrusunu değil, anlatanın doğrusunu öğrenir, ona göre yaşarsın."
Cezalandırmaya başlarken neyle suçlamak gerektiğini bilemediniz ve görüyorum ki hala bilmiyorsunuz. Yani suça ceza biçmek gerekirken verdiğiniz cezaya uyacak suç yaratmaya çalışıyorsunuz! Demokrasi ile diktatörlük arasında fark da burada başlıyor beyler.... Atatürk ilkelerine ve onun getirdiği modernizme inanan, fırsat eşitliğinden yararlanarak liyakatle önemli mevkilere gelmiş insanları önce içeri tıkarak cezalandırıyor sonra da o cezanın suçlarını bulmaya yoksa da yaratmaya çalışıyorsunuz. Bu çok tehlikeli bir oyun. Sizin, çocuklarınızın hatta torunlarınızın bile istikbalini ortadan kaldıran ölümcül bir oyun.
Bazen gerçeği görmezden gelirsen hayat daha sakin gider ya, sen de inkar edersin huzurun kaçmasın diye. Tam da bunu yaşadığımı anladım. İnkar edecek ne var ki ? Yaşam ne kadar gerçek olabilir ki ölüm kapından ayrılmayan zalim bir bekçiyken? Hala bir şans vardır bir yerde diye kendini avutuyorsun!