“Çocuklarınıza duygularını tanımayı, onları hissetmeyi ve onlara dayanmayı öğretirseniz onlara çok temel bir beceri kazandırmış olursunuz. Duygular bastırılmamalı, başka şeylere dönüştürülmemeli ya da fazla cabuk dile getirilmemelidir.”
Ruhumuzu bir göle , denize ya da okyanusa benzetebiliriz.
Her su birikintisi bir fırtınayla korkutucu dev dalgalara dönüşebilir. Bir başka zaman ise çarşaf gibi dümdüz ve berrak olabilir. Öyle ki en derilerini bile görebilirsiniz.
Eğer kozasında kelebek olmayı bekleyen bir tırtılın sabrına ve yeni doğmuş bir bebeğin güvenine sahip olabilseydik ve bir sonbahar yaprağı gibi kendimizi rüzgara bırakmayı bilseydik hayatımız çok daha keyifli olabilirdi.
Eğer kozasında kelebek olmayı bekleyen bir tırtılın sabrına ve yeni doğmuş bir bebeğin güvenine sahip olabilseydik ve bir sonbahar yaprağı gibi kendimizi rüzgara bırakmayı bilseydik hayatımız çok daha keyifli olabilirdi.
Ruhumuzu bir göle , denize ya da okyanusa benzetebiliriz.
Her su birikintisi bir fırtınayla korkutucu dev dalgalara dönüşebilir.
Bir başka zaman ise çarşaf gibi dümdüz ve berrak olabilir.
Öyle ki en derilerini bile görebilirsiniz.