Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Elnur Hasan Mikail

5.5/10
5 Kişi
12
Okunma
0
Beğeni
515
Görüntülenme

En Eski Elnur Hasan Mikail Sözleri ve Alıntıları

En Eski Elnur Hasan Mikail sözleri ve alıntılarını, en eski Elnur Hasan Mikail kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu çalışma Putin dönemi Rusya’sını araştırmaktadır. Uzmanlık alanım Rusya Dış Politikası olduğu için böyle bir kitap yazmaya karar verdim. Türkiye’de Putin dönemi Rusya hakkında bilgi boşluğunu gidermek amacıyla bu kitabı yazdım. Akademik olarak Putin dönemi Rusya konusunda Türkiye’de toplam dört kitap bulunmaktadır. Bunların da üçü yabancı dilden çeviridir. Putin gerçekten bir başka şahsiyettir Rusya ve Rus halkı için. Putin göreve geldikten itibaren Rus ekonomisini yaklaşık olarak 8 defa güçlendirmiştir. Rusya’nın makro ekonomik göstergeleri 3 defa artış göstermiş, milli geliri 250 milyar dolardan 600 milyar dolara yükselmiştir. Rusya bütün bunları kendi deyimleriyle Çarları Putin’e borçludur. Rus halkı bugün Putin’i sevmekte ve kendisini Çar lakabıyla anmaktadır. Putin gerçekten de bir Çardır.
Putin göreve geldikten sonra IMF ve Avrupa Kalkınma Bankasından alınan yaklaşık 250 milyar dolar civarında Rusya’nın borçlarını geri verebilmiştir. Bütün bunları Rusya ve Rus ekonomisi Putin’e borçludur. Yeltsin dönemini hatırlarsak ülkede istikrar yoktu. Yeltsin kişilik olarak sarhoş ve dengesiz bir kişilik sergilemekte, güven verememekteydi. Yaptığı gezilerin birinde düşme tehlikesi yaşayan Yeltsin gerçekten farklıydı. Yeltsin’in aksine Putin judocu kişiliğiyle güven vermektedir. Bildiğimiz gibi Putin eski Judo sporcusudur. Bununla da kendisini teselli etmektedir. Yeltsin’den farklı olarak içki içmeye karşı kişiliği vardır.
Reklam
Eski bir KGB albayı olan Putin’in görev süresi 2008 de dolacaktır. Putin görev süresi dolduktan sonra bazı söylentilere göre yerine Dimitri Medvedev’i hazırlamaktadır. Medvedev de KGB kökenlidir ve Putin bu yüzden ona güvenmektedir. Rusya’da 1999 yılının sonunda Yeltsin ani bir kararla istifa etmiştir. Yeltsin 31 Aralık, 1999’da Televizyon vasıtasıyla istifa ettiğini gerekçeli bir kararla açıklamış ve selefinin Putin olduğunu tüm halka bildirmiştir. 1999 a kadar başbakanlık görevini yürüten Putin bundan sonra Devlet Başkanlığına getirilmiştir. 2000 yılının Mart ayındaki seçimlerde ise Putin Devlet Başkanlığını garantilemiştir. Halkın büyük kısmı Rusya’da bugün Putin’i sevmekte ve kendisine rağbet göstermektedir.
Bu çalışmanın ortaya çıkmasında beni pozitif yönlendirmeleriyle motive eden değerli hocam, İstanbul Üniversitesi, SBF’de öğretim üyeliği görevini yürüten sayın Yard. Doç. Dr. Ali Osman Balkanlı’ya şükranlarımı sunarım. Kitabın ortaya çıkmasında beni manevi olarak destekleyen ve her zaman yanımda olan değerli eşim Peri’ye de teşekkürlerimi sunar, her zaman yanımda olup beni kitabı yazmam için ikna ettiği için kendisine minnettarım. Tabii ki, biricik oğlum Alişah da dünyaya gelmesiyle beni hayata daha da fazla bağlamış ve bu kitabı yazmam için bana enerji vermiştir. Bu vesileyle kitabı yazmamda emeği geçenlere teşekkürlerimi sunarım. Bu eserin meydana çıkmasında en büyük teşekkürü hak eden IQ'ye derin minnettarlığımı sunar, IQ'nin sahibi saygıdeğer Adem SARIGÖL'e ve dizgici Zehra ÜNVERDİ'ye kitabın ortaya çıkmasında verdikleri emek için ayrı-ayrı teşekkür ederim. Elnur Hasan MİKAİL Konya, Ocak, 2008
ABD askeri gücünün Afganistan'da ve Irak'ta tıkanması ve İran'ın meydan okumaları karşısında ABD'nin kafasının karışması Rusya'yı cesaretlendiriyor. Baltık'tan Kırgızistan'a kadar uzanan hattaki ABD-Rusya güç mücadelesi Soğuk Savaş dönemini hatırlatıyor
Ünlü 'CFR'nin (Council on Foreign Relations) bağımsız Rusya görev grubunun hazırladığı ve 2006 yılının mart ayında yayınlanan geniş kapsamlı, 'Russia's Wrong Direction: What the United States Can and Should Do?' başlıklı raporda Putin'in iktidardaki ikinci dönemi ile birlikte Rus toplumunun ve Rusya'nın dış politikasının ABD için sorunlar oluşturacak şekilde değişmeye devam ettiği ifade edilmiş ve şu hususlar vurgulanmıştı. Rusya ile işbirliğinin sürdürülmesi ABD için önemli olmaya devam etmektedir. Teröristlerin kitle imha silahlarını edinmelerinin önlenmesi, İran, enerji ve HIV/AIDS sorunları ile ilgili olarak Rusya'nın işbirliği yapması, ABD çıkarlarının geliştirilmesinde büyük önem taşımaktadır. Oysa, birçok alanda ABD-Rusya ilişkileri ümitleri boşa çıkarmıştır. Rusya yanlış istikamete yönlenmiş durumdadır. Bütün bu nedenlerle de ABD'nin, Rusya ile ilişkilerinde, geniş kapsamlı 'ortaklık' yerine 'seçilmiş alanlarda işbirliği' ve 'seçilmiş alanlarda muhalefet' yapması daha uygun olacaktı
Reklam
Rusya tehdit' Krickus raporunda Rusya'yı tehdit olarak tanımlamaktadır. 11 Eylül 2001'den sonra küresel teröre yoğunlaşan ABD, güvenlik tehdidi oluşturan Rusya'yı ihmal etmiştir. Bu iki nedene dayanan bir yanılgıdır. Birincisi, Kafkaslardaki şiddetin, demografik ve sağlık krizlerinin, ekonomideki belirsizliklerin, gelir eşitsizliğinin ve otokrasiye dönüşün sorunlu bir Rusya oluşturacağına ilişkin bir algılama oluşturması ile ilgili idi. Algılamadaki ikinci yanılgı ise Rusya'nın yaşayan bir tehdidi oluşturması ile ilgilidir ve bu tehdit, Rusya'nın Merkezi ve Doğu Avrupa ülkelerinin güvenlik politikaları üzerindeki nüfuzunu yeniden gündeme getirmesi ile ortaya çıkmaktadır
Krickus'a göre Rusya'nın yeni tutumunun aktörleri ve şartları, 'Iron Trioka' (Demir Üçlü) şeklinde ifade edilebilir. Daha önceleri Rusya'nın egemenliğinde olan bölgelerde enerji zenginliğini istismar ederek Rusya'nın güvenlik çıkarlarını geliştirmeyi amaçlayan Putin gibi 'Güçlü Lider', 'Demir Üçlü'nün birinci unsurudur. Rusya'nın enerji kartını kullanan ekonominin diktatörleri, mafya ve hukuk dışı askeri personel 'Demir Üçlü'nün ikinci, Baltık Denizi doğusu bölgesinde Rusya'nın çıkarları için ortam oluşturan bölgesel aktörler, 'Yeni Oligarşi' ise üçüncü ayağını oluşturmaktadır. Krickus, Rusya'yı sadece askeri bir tehdit olarak değil, bölgeyi ve tüm Avrasya'yı istikrarsızlaştırabilecek bir unsur olarak görmekte ve tedbirler alınmasını istemektedi
Saldırgan bir Rusya
Avrasya haritasında Baltik Denizi'ni, Baltik Denizi'ne kıyısı olan Estonya'yı, Letonya'yı, Litvanya'yı, Polonya'yı, daha sonra Beyaz Rusya'yı, Ukrayna'yı, Romanya'yı, Bulgaristan'ı içine alan coğrafyayı bir çizgi ile birleştirelim. Bu bölgeye Karadeniz'i, Kafkasya'yı ekleyelim. Bölgeyi Hazar Denizi'ni, Orta Asya ülkeleri8 Kazakistan'ı, Özbekistan'ı, Türkmenistan'ı, Kırgızistan'ı, Tacikistan'ı içine alacak şekilde genişletelim. İşte bu coğrafya içinde ABD-Rusya güç mücadelesi cereyan ediyor ve bu mücadele şiddetlenerek gelişecek gibi görünüyor.
ABD, Baltık bölgesinde, Rusya'nın denize açılmasını denetlemek; Doğu Avrupa ülkelerini demokratikleştirerek ve NATO içine çekerek Rusya'yı çevrelemek; Romanya ve Bulgaristan'da kuracağı üsler ile Karadeniz'i kontrol ederek ve NATO üzerinden Karadeniz'e girerek, Güney Kafkasya'ya yerleşerek çevreleme hattını genişletmek istiyor. Enerji zengini Hazar Havzası ve Orta Asya ülkeleri ise hem ABD'nin çevreleme hattının uzantısını hem de güç mücadelesindeki yaşam sahasını oluşturuyor. Yani ABD, kaybettiği coğrafi bölgelere yerleşerek hem Rusya'yı çevrelemek hem de bu coğrafya üzerindeki enerji zenginlikleri kontrol ederek küresel üstünlüğünü sürdürmek istiyor
269 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.