Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emine Şeyma Usta

Emine Şeyma UstaAdab-ı Muaşeret yazarı
Yazar
Çevirmen
Editör
0.0/10
0 Kişi
11
Okunma
3
Beğeni
1.643
Görüntülenme

Emine Şeyma Usta Sözleri ve Alıntıları

Emine Şeyma Usta sözleri ve alıntılarını, Emine Şeyma Usta kitap alıntılarını, Emine Şeyma Usta en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Muvaffakiyet, elbisenin çeşidinde ve ağırlığında değil, giymesini bilmekte ve yakıştırmaktadir. "
Sayfa 58
Dünyada bulunan bütün cemiyetlerin temel taşları "kadınlar"dır. Kadınsız cemiyet teşkil edilemeyeceği gibi, kadınlarla olan sosyal ilişkileri tespit eden muâşeret kaidelerine kayıtsız kalan bir fert de cemiyet içinde yaşayamaz. Adâb-ı muâşeretten bahsederken, her şeyden önce "kadınlar'ın cemiyet içindeki mevkisinden, vazifesinden ve imtizaçlarından bahsetmek ve bu durumda erkekler için düzenlenen mecburiyedleri açıklamak gerekir."
Reklam
İyi biliniz ki dünyada sanatsız bir millet zor yaşar. ''El yapsın biz kullanalım.'' demekle insan yaşayabilir mi? Elbiseni başkaları dokusun, kullandığın silahı başkaları yapıp satsın, sonra da ben yaşayacağım de, bu şekilde insanı yaşatmazlar. Kışın soğuğundan yazın sıcağından, düşmanın saldırısından korunmak için sanat gereklidir. Bunu iyi bilelim de, yaşamak için ne gerekli ise hepsini memleketimizde ve kendi elimizde yapmaya çalışalım.
abartısız olarak denilebilir ki ordularda sevk kaideleri ne ise sosyal hayatta da muaşeret kaideleri odur. medeni zafer başka türlü kazanılamaz.
Fabrikalardan tersanelerden vatan müdafaası için durmadan dinlenmeden hazırlanmak vazifemizdir.
Şunu da biliniz ki, bir mümin yalnız Allah'ına kulluk eder, yalnız Allah'ından yardım ister. Başkasına kulluk etmek, taşlardan, ağaçlardan medet ummak, onlara yüz göz sürmek en büyük şirktir.
Reklam
(kendimden yola çıkarak) doğru diyor..
İçkiye dadanmış olanlar, sinir, verem, kalp, dalak, böbrek, mide, kansızlık gibi birçok hastalıklara tutulurlar.
Sayfa 113Kitabı okudu
Uçak denilen icat az zamanda çok rağbet gördü, gittikçe ilerledi, gün geçtikçe mükemmelleşti. Nihayet her şeyden baskın çıktı... Bizim devletimiz de bu uçak işine önem veriyor. Bunun için ne yapmak mümkünse yapıyor, asla kusur etmiyor. Ancak gayet ince, gayet zor olan bu uçak işi pek çok paraya, pek çok yardıma muhtaçtır. Böyle şeyler az parayla olamaz... Bu uğurda ortaya atılan Tayyare Cemiyeti'ne yardım etmek boynumuzun borcudur... Bunun için ey Müslümanlar! Sakın bu işe önem vermemezlik etmeyin. Halinize göre bu uğurda paranızı pulunuzu sakın esirgemeyin... Böylelikle tayyareciliğimizin ilerlemesine sebep olun. Bizim de gökyüzünde çarpışacak kahramanlarımız bulunsun. O zaman hiç kimse bize yan gözle bakamaz. Hakkımızda fena bir fikirde bulunamaz.
Osmanlı İmparatorluğu'nda hutbelerin Arapça okunması yerleşik bir uygulama olarak 1911 yılına kadar sürmüştür. İlk kez, 1911 yılında Bursa'nın Hüdavendigar Camisi'nde bir hatip hutbenin ilk bölümünü Arapça, öğütler içeren ikinci bölümünü ise Türkçe okumuştur.
Düşmanın ne çeşit kuvveti varsa, zamanın muharebeleri neyi gerektiriyorsa, onları hazırlamak, bunun için her fedakarlığı göze almak üzerimize farzdır. Bize yakın ve uzak milletler neye önem veriyorlarsa biz de onlara önem vereceğiz. Vatan müdafaası için ne çeşit silah hazırlıyorlarsa biz de hazırlayacağız. Topa topla, uçağa uçakla karşı duracağız.
Reklam
Öyle baştan savma namaz kılmayın. Kalıbınızı secdede bırakıp aklınızı ve fikrinizi orada burada gezdirmeyin. Sadece vücudunuza değil, gönlünüze de namaz kıldırın.