Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emmanuel Berl

Emmanuel BerlAtilla'dan Timur'a Avrupa ve Asya yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
12
Okunma
2
Beğeni
286
Görüntülenme

Hakkında

Berl, 1914'te Birinci Dünya Savaşı'na katıldı ve ön cephede yer aldı. 1917'de ordudan ayrıldıktan sonra 1927'de arkadaşlarıyla birlikte dönemi eleştiren bir haftalık dergi çıkardı. 1930'da politikaya atıldı. 1940'ta Bordeaux'ya çağırıldı ve burada da savaş aleyhtarı söylemlerde bulundu. Savaştan sonra politikayı bıraktı ve edebiyata yöneldi. 22 eylül 1976'da öldü.

Okurlar

2 okur beğendi.
12 okur okudu.
5 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Vazgeçilemeyen bir tutku, bir kader yaratır, derler.
Sayfa 202 - Doğan Kitap YayınlarıKitabı okudu
Osmanlılar Frank Haçlılarının, Hülagü Nasturilerinin ve Moğol paganizminin izlerini sildiler. Çağatay'ın hanlığı zaten hilale katılmıştı. Bir süre önce yok olmanın eşiğine gelmiş olan İslam, Küçük Asya'ya, ebedi oluşunun verdiği huzurlu güvenle, tekrar egemen olmuştu. Müslümanlar dünyası ile Çin dünyası arasında geniş bir bölgede belirsizlik vardı. Yasa ve Kuran, birbirine karışmadan, karşı karşıyaydı. Türkistan'da Çağatay'ın hanlığı, Ögedey'e ve Tuluy'a olan nefret yüzünden Kuran'ı benimsemişti. İslam henüz köklerini güçlendirmiş değildir. Batu'nun Hanlığını, Güney Rusya'yı kazanabilmiş değildi. Ve steplerin kaderinin ne olacağını kimse söyleyemezdi. Ama, er ya da geç, oradan yeni bir fatihin çıkacağını düşünmek yanlış olmazdı. Türk-Moğol kabileleri daha uzun süre Arap-İslam duvarı ile Çin duvarı arasında dolaşarak yaşamaya razı olamazdı. Mingler Lişe Min'in siyasetine geri dönerek, Çin Seddi dışında yürüyüşlere çıkmağa niyetli görünmüyorlardı. Osmanlılar, her şeyden önce, Avrupa'ya yönelik talep ve tasarılarının peşindeydi. Irklarının ve yenilmezliklerinin kaynağı olan Turan'la ilgilenmiyorlardı. Her şey, evet her şey, Türk dünyasının bağrından çıkacak yeni lidere bağlıydı. Kuşkusuz tarih, akışına, Timur kadar büyük etki yapmış insanlara çok az rastlanmıştır.
Sayfa 240 - Doğan Kitap YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İki büyük fatih arasında gerginlik artıyordu. Bayezid ve Timur, her ikisi de aynı siyasi hedefi güttükleri için aralarında bir çatışma önlenemez görünüyordu. Bu hedef, tüm Türklerin askeri gücünü bir bayrak altında toplamak ve hilalin emrine vermekti. Her iki fatih de dünyanın, iki kahraman için çok küçük olduğuna inanıyordu: Allah birinden birini seçtiğinde, bu, sonsuza dek sürecek bir seçim olacaktı. Sonunda ipler koptu. Timur dev ordusunu topladı -sekiz yüz bin kişilik bir ordu.- Bayezid, Asyalı fatihe karşı durmak için derhal Bizans kuşatmasını kaldırdı. Düşmanının gücünü ve kurnazlığını biliyordu. Dikkatle ve titizlikle çok uygun yerler seçerek mevzi aldı. Ama büyük hanların vârisinin, büyük halifelerin izinden giden düşmanına ağır basan bir özelliği vardı: o, Bayezid'in yapamadığını yapıyor, kentleri ve insanları hiçe sayıyordu. Bağdat'ı aldı ve talan etti. Küçük Asya kentlerini yaktı, yok etti. Bayezid'in, ülkesinin yok edilmesini önlemek ve halklarının gözünde saygınlığını kaybetmemek için bu ateş ve ölüm tufanını durdurması gerekti. Ankara yakınında savaşa girdi. Yenildi. Timur'un ordusu kuşkusuz silah ve cephane bakımından çok üstündü: Bayezid'in herhalde hiç kullanmadığı topları vardı. Hindistan'dan getirdiği fillere binmiş askerleri, Bayezid'in askerlerine tutuşmuş yağ döküyordu. Yeniçerilerin kahramanca cesareti de işe yaramadı. Ama Türkler öylesine kahramanca dövüşüyorlardı ki, savaşın sonu uzun süre belirsiz kaldı. Ölümü göze alarak ön safta çarpışan Bayezid esir düştü; kısa süre sonra da ölecekti.
Sayfa 251 - Doğan Kitap YayınlarıKitabı okudu
Kuşkusuz Moğol efsanesi, kaderin çok önceden çizdiği bir yoldan yürüyecekti; çünkü Cengiz'in inanılmaz genişlikteki fetihleri, genişlikleri kadar, çok kolay elde edilmiş olmalarıyla da tarihçileri şaşırtır. Cengiz, insanlık tarihinin tanıdığı en "şanslı" fatihtir. En geniş toprakları geride bırakmıştır. İmparatorluğu, İskender'in imparatorluğundan dört ya da beş kat, Napolyon'unkinden yedi ya da sekiz kat daha genişti. Ve kendisi, kendisi için "olağanüstü hiç bir özelliği olmadığını" söylüyordu. Cengiz hiçbir şey için zorlanmadı. Kaderini zorla tayin etmedi, kader onun için çok önceden bu yolu hazırlamıştı.
Sayfa 165 - Doğan Kitap YayınlarıKitabı okudu
Timur'un ölümünde dünya, her konuda tüm şanslarını yitirmiş gibiydi. Hristiyan Batı'nın acınacak zaafı, Ankara Savaşı'yla iyice belirginleşmişti. Yüzyıllardır ilk kez, Avrupa'nın kaderi, Avrupa'nın dışında ve Avrupalı olmayan iki büyük güç tarafından tayin edilmişti. Hristiyanlık, Timur ile Bayezid arasındaki büyük drama seyirci kaldı. Şimdi önemli olan sorun, Balkanlar'a kimin hâkim olacağı ve Konstantinopolis'ti. Hilale, hilal karşı çıkabilmişti; Hristiyanlık, ebedi hükümranlık için çatışan yeni efendiler arasında istediğini seçmek olanağına bile sahip olamamıştı. Bu siyasi çöküntü, kültür alanındaki çöküntüyü de beraber getirmişti. Artık Haçlılar yoktu, büyük katedraller yoktu. Batı, kimin gerçek, kimin sahte papa olduğu tartışmalarıyla Avignon ile Roma arasında kendini tüketiyordu.
Sayfa 252 - Doğan Kitap YayınlarıKitabı okudu
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
254 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
(Spoiler uyarısı) Yazarımız kitabın başında Fransa'nın Alman işgali döneminde olduğunu, ve kitapta kaynak kullanmadığını belirtiyor. Buna rağmen Batılı bir tarihçi olmasına göre oldukça iyi bir şekilde tarafsız kalmış, tarihi olayları yorumlayarak farklı bir bakış açısı sunmuş. -Avrupa'nın kıtadan ziyade Asya'nın bir uzantısı ve
Atilla'dan Timur'a Avrupa ve Asya
Atilla'dan Timur'a Avrupa ve AsyaEmmanuel Berl · Doğan Kitap · 199912 okunma