"Erdemdeki gerilemenin sonucu olarak dünyada daha da artan kinin nefretin kıskançlığın ve narsizmin sosyal medyanın da körüklemesi ile birlikte toplumsal ilişkilerde soruna kültürlerde yozlaşmaya ve rasyonel olmayan seçmen tercihlerine dönüştüğünü ve bu yüzden demokrasilere olan güvenin kaybolmasına yol açtığını söylemek yanlış olmazdı."
Konusu başlarda ilgi çekici sansam da gereksiz uzatılmış geldi bana. Tabii gelecek öngörüleri ile de süslenmiş kitap. Yani anlattıkları kesinlikle 2048 yılı için olacak şeyler değil bence tarih seçimi yanlış. Sonu da okuyucuya bırakılmış gereksiz geldi bana. Oldu bittiye gelmiş beğenemedim
Geçmiş dönemlerde yazmış olan Türk edebiyatı üstadlarına saygısızlık yapmak istemediğim için bu kitap için "yazılmış en iyi Türkçe edebiyat eseri" demeyeceğim... Ama en azından modern dönemde yazılmış en iyi Türkçe kitap diyebilirim.
Yazar bu kitabı hazırlamak için ne kadar çalışmış bilmiyorum ama olağanüstü bir başarı sergilemiş. Yazın tarzı olarak "1984"e benzetebiliriz. Olaylar, Amerika'da yaşayan Türk asıllı iş adamı Erol'un başından geçiyor ve Erol'un bakış açısıyla anlatılıyor. Erol gündelik hayatına devam ederken, her düşündüğünde de dünyadaki sistemle ilgili bilgiler alıyoruz. Özellikle kitabın ilk yarısında, yani olaylar şekillenmeye başlarken, yazar da bizi bir nevi 1984 gibi olaylara hazırlıyor, kendimizi yazarın 2048 dünyasında, hatta Erol'un hayatında görüyoruz.
Kitap, sadece 1984 tarzı bir kurgu değil elbette. Yer yer, "Cesur Yeni Dünya" okur gibi oldum, yer yer "Black Mirror" izler gibi. Anladığım kadarıyla, bir kitap serisi olarak devam edecek. İkinci kitabını da heyecanla bekliyorum...
Keşke daha iyi bir kapak tasarımı olsaydı dediğim kitabın oldukça ufuk açıcı bilgilerle dolup taştığını daha çok kişiye ulaşması gerektiğini söyleyebilirim. Umarım en kısa zamanda ikincisini de okuruz.