Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emre Taş

Emre TaşEğer Ben Kâbil İsem yazarı
Yazar
10.0/10
1 Kişi
17
Okunma
1
Beğeni
246
Görüntülenme

En Beğenilen Emre Taş Gönderileri

En Beğenilen Emre Taş kitaplarını, en beğenilen Emre Taş sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Emre Taş yazarlarını, en beğenilen Emre Taş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Ben tıfıl iken," dedi garip koca, "İslav u Çingan yurdu idi bu civar. Sonra İslav soyundan gelme Osman paşası var idi, geldi İslav memleketini Osman mülkü yaptı, sonra yukarıdaki biz gibiler ayrı düşüp Macar'a kaldı. Macar dilini belledik biz de, beylerine banlarına akça yedirdik. Sonra Osman oğlanı Mohaç'ta Macar'ı dahi yıktı, imdi ne İslav'ız ne Macar ne Türk. Hem İslav'ız hem Macar hem Türk." "Hepten Adem evladıyız, ana baba bir." "Ben Âdem evladı olmak istemem. Derdi çok. Belim ağrır yedi yıldır. Ağzımda diş yok, karı çiğner verir ağzıma ekmeği. Adem değil Cibriloğlu olaydım, göklerde dolanaydım. Âdemoğlu hak ister, akrabalık diler, gelinsin gidilsin ister, elin erdiği yer var ise oradan gedik diler. Aziz Tanrı güçsüz beden ilen bizden kulluk diler, elçileri buyruğa itaat diler, papazı-imamı itaate devam diler, kral ile sultan Tanrı'nın gölgesiyim der, yazıcısı gelir kızıl ilen beyaz sikke diler. Ana baba ebeveyn hakkını diler, kardaş mirasın yarısına konmak diler, oğlan atası tezelden gebermekle evinin taşını söküp kendine gayrı konak etmek, terekeyi savurup saçmak, ata ocağını hela edip ortasına delik açıp içine bir güzel sıçmak diler." “Hay dede. Yüzümü güldürüp derdimi unutturma.”
Sayfa 89 - İletişim Yayınları, 1. basımKitabı okudu
"Sana şimdi kıysam gerek," dedi Zülfü. "Her hâlükârda ızdırabımın ağulu menşei olmandan sebep. Vücuduma sebep oldunsa, beni ferah hiçlik âleminden bu kör kara hayata sürüklediğin için, kardaşıma kök oldunsa dirliğimin içine zakkumun tohumunu ektiğin için. Amma hanemize kardaşımın vücuduyla kara çaldığının öcünü alma muradıyla mübarek kılıcı kuşanmış idim. Akşama diye niyet etmiş iken yatsı kılınmaz. Bütün yolu en baştan yürümeliyim. Yeniden cebelleşmeliyim şeytanla, yoldan saptıran Deccal'la, alnımı mühürlemeye varan Dabbetülarz'la. Belki yeniden yürüyüp geldiğimde bu yoldan, gene bu kayser alanında, zülfikârı batırabilirim kör olası gırtlağına."
Sayfa 142 - İletişim Yayınları, 1. basımKitabı okudu
Reklam
"Osmanoğlu ile Nemçelü'nün ortasında kalmışız. Karasulu Ayvaz değil Araf ashabıyız. Osmanoğlu, Nemçelü, yolkesenoğlu, cinsikenoğlu, cer softası, gezginci dervişi, manastır keşişi, daha bilmem kimi gelip nicesini diler. Neler ödedi bu tenler, önce cizye sonra çük derisi, azıcık öşür, avarızı cepten aşır, sövgü akçası, dövgü akçası, karı aldın gerdek akçası... Allah verdi de bir cehennemlik kâfir çıktı, hepsine küsküyü koydu. Ne Osman'ın akça sorucusu girebilir köye ne Nemçe'nin kıron alıcısı. Onun da ne zaman kafası bozulur bize kamış atar Hak bile."
Sayfa 89 - İletişim Yayınları, 1. basımKitabı okudu
"Halife Ömer -Allah ondan razı olsun- kâfir olan kendi atasının boynunu vurdu derler. Oğuz Han dahi inkâr ehli olan atasına kıymıştır. Bilirsiniz, Tanrı Teala kitabında buyurur ki, asi bir baba, evlat veya karındaş ile dost olunmaz. Bakasız beyler, abdestle yatağıma vardığım bir gece düşümde kırılmış irice yumurtalar gördüm, ne olduğuna mana
Sayfa 194 - İletişim Yayınları, 1. basımKitabı okudu
Yazacaklarım, tarihçilerin hiçbir işe bizzat şahit olmadıkları halde olan biteni hepten görmüş gibi anlatmalarına şekil itibarıyla benzerse bile o ikiyüzlülükten hayli uzaktır ve meddahların yalan söylemeyi bir sanat sayıp utanmazca bire bin katmalarının günahından ârîdir, vesselam.
Sayfa 23 - İletişim Yayınları, 1. basımKitabı okudu
İbrahim Efendi bir gün öğlen namazını kıldırmak için geldi, duvarların beyazı üzerinde Fahrikâinat efendimizin nur suretinin bir tasvirini görüp olduğu yere mıhlandı. Sanasın ki gönül kâbesini fil ordusu sarmış. Dinimizde yoktur, oğlan henüz zırcahil, mescit kitaplığındaki birkaç siyer risalesinden o nur suretin tabirini okumuş, hayal edip
Sayfa 119 - İletişim Yayınları, 1. basımKitabı okudu
Reklam
Kazanırsan dost kazan, düşmanı anan da doğurur..
Sayfa 105 - İletişim Yayınları, 1. basımKitabı okudu
“Bak a Ali kardaşım,” dedim, “seninle ortamızda gizli saklı yok, bir kaseye kaşık sallamışız. Seni kırklardan oldu dediklerinde Aynişah’ı Gedik Bey’e nasip ettik. Haftaya düğün vardır. Ricamız, bizi affeyle. Bu cariyeyi kendine yoldaş kıl, güzellikte eşsizdir, belki kızımdan bile.” “Bizi her gülün bülbülü mü sanırsınız?” dedi.
Sayfa 22 - İletişim Yayınları, 1. basımKitabı okudu
Bela çekmeden yeniçeri olunmaz derler, belayı torba hizmetinde mertlerin üstüne karlı sular gibi boca ederler. Afallayan kanı deliler biraz sonra sertleşir, top güllesi gibi yerli yerince ağırlaşır, yüreklerindeki yufka yanar gider, çelik dökülür yüreklere, donar, tüfenk çekirdeği gibi kaskatı olur, gözleri değdiğini deler geçer.
Sayfa 118 - İletişim Yayınları, 1. basımKitabı okudu
Bağrı yanık kulun ahı tutar, tek onu bil.
Sayfa 189 - İletişim Yayınları, 1. basımKitabı okudu
53 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.