Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Enver Altaylı

Enver AltaylıRuzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu yazarı
Yazar
9.0/10
15 Kişi
41
Okunma
7
Beğeni
3.069
Görüntülenme

Enver Altaylı Sözleri ve Alıntıları

Enver Altaylı sözleri ve alıntılarını, Enver Altaylı kitap alıntılarını, Enver Altaylı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Zor günler
Lejyonerler için çok zor günler başlanuştı. Müttefik Kuvvetler' e teslim olanlar Kızıl Ordu birliklerine teslim edilmiş ve çoğu da hemen olduğu yerde kurşuna dizilmişti. "Herhangi bir şekilde Almanya içlerinde serbest kalmayı başarabilenleri ise tam anlanuyla bir insan avı bekliyordu. Almanya'nın her şehrinde Amerikan, İngiliz, Fransız ve Rus askerlerinden oluşan dörder kişilik ekipler, askeri araçlarla sokaklarda dolaşıp siyah saçlı, tiplerinden Doğulu olduğu anlaşılan insanları avlıyor, yakalanan eski Sovyet vatandaşları Rus kuvvetlerine teslim ediliyordu. Rezzak Baki, Burhaneddin Kasım ve Kadir Bek gibi bazı komite üyeleri Sovyet askerleri tarafından tutuklanarak öldürüldüler.
muhalefet
MTBK Başkanı Kayyum Han ve komite üyeleri ile onların çalışmalarından memnun olmayan Türkistanlılar elbette her zaman vardı. Ruzi bunlarla da dostane ilişkiler içindeydi. Bir hareket içinde muhalefetin varlığı, hareketin sağlıklı olmasının şartıdır, diye düşünürdü. MTBK'mn bazı faaliyetleri ve Kayyum Han'ın bazı tutumları elbette Ruzi'yi de rahatsız ediyordu. Ruzi, komite başkanı ve üyelerini yeteri kadar demokrat bulmuyordu. Türkistanlılar Türkistanlılar arasında Kayyum Han'a karşı muhalefet eden grubun başkanı, Ruzi'nin lnnsbruck'ta karşılaştığı Karis Kanatbay'dı. Onunla birlikte olan iki Türkistanlı da aynı gruptandı. Ruzi'nin onlarla da ilişkileri her zaman dostane olmuştu. Ancak onların MTBK'dan ayrılıp yeni bir "Türkistan şfirası" oluşturmalarım ve Nisan 1945'te Vlasov'un KONR'ına katılmalarını hiç de hoş karşılamamıştı. Kurdukları Türkistan şfirası için bulabildikleri üye sayısı ise beşi geçmemişti. Iki arkadaş, Karis Kanatbay ve yanındakilerle bir süre sohbet etti. Ancak Ruzi onlara Almanya'ya dönmekte olduklanndan ve gelecekle ilgili planlarından bahsetmedi.
Reklam
Doğu Türkistana gidelim
14 askerin yanına dönen Ruzi, onlara durumu anlattı ve terhis belgelerini teker teker ellerine teslim etti. Askerler çok sevindiler, sanki bu terhis belgeleri onları yıllarca uzakta kaldıkları vataniarına kavuşturacak resmi bir belgeydi. Aralannda Semerkand Üniversitesi Fars Dili ve Edebiyatı Bölümü doçentlerinden biri de vardı. Ruzi'ye şöyle dedi: "Lütfen bize önder olun, bizi buralardan alıp götürün. Güneydeki ülkelerden birine gidelim. Hemen vatana dönemesek bile daha sonra bir yolunu bulup Doğu Türkistan'a gideriz; böylece de vatanımıza yakın oluruz. " Genç adamın saflığı, iyi niyeti Ruzi'yi hüzünlendirdi. "Kuzey İtalya nerede, Türkistan nerede; hele Doğu Türkistan nerede" diye düşündü.
Konya vekili 2 Azerbaycanlı münevveri kurtarmaya çalışıyor
Adalet bakanının verdiği cevaptan tatmin olmayan Tekirdağ Milletvekili Mocan söz alarak şunlan söyledi: "Muhterem arkadaşlanm, huzurunuza getirdiğim vakalar geçmiş zamanda olmuş bitmiş basit hadiseler değildir. Tahribatı bugün de devam etmekte olan tarihi mesuliyetlerdir ki, onlan 9. Büyük Millet Meclisi'nin huzuruna getirmernek tarihe karşı
Kızıl Ordu tarafından gemilerle Sovyetler Birliği'ne götürüldü. Bazıları, gemiler İstanbul Boğazı'nı geçerken Türkiye'de kalmak amacıyla kendilerini İstanbul Boğazı'nın sulanna bıraktı. Durumu fark eden gemi personeli, bir kısmını yakalayıp tekrar gemiye çıkardı. Kaçıp kurtulanlar da bir süre sonra Ruslara teslim edildi. Rusya'daki akıbetieri ise teslim edilen diğer lejyonerlerden farklı olmadı. Ya idama mahkUm edildiler ya da Sibirya'ya sürgüne gönderildiler.
Bombırdımanda yok olan Finlandiya Tatarlarından güzel bir aile
Ruzi'nin Fransa' daki lejyonlardan birinde tabur imaını olarak görev yapan, Finlandiya Tatarlarından çok kültürlü, iyi ahlaklı, muhterem, cana yakın, her fırsatta etrafındakilere yardım etmeye çalışan bir arkadaşı vardı. MTBK üyesi ve dini işler bölümü sorumlusu Kasım İnayeti'nin yardımcısıydı. Buhara'da İslami bilimler öğrenimi görmüş o Tatar
Reklam
Resulzade ile Fethalibeyli arasında münakaşa var mıydı?
Ruzi Fethalibeyli'ye, Resulzade'yle aralannda fikir aynlığı ve bir rekabet olduğuna dair dedikodulardan söz edip, bunun gerçek olup olmadığını sordu. Fethalibeyli Ruzi'ye, Resulzade'nin Azerbaycan bağımsızlık hareketinin doğal lideri olduğunu, aralannda hiçbir anlaşmazlık olmadığını, bir asker olarak Resulzade'nin onayıyla hareketin askeri çalışmalarının başında bulunduğunu söyledi. Esir kamplannda tututmalan halinde hayatta kalma ihtimali kalmayan on binlerce Azerbaycanlının yaşaması ve Azerbaycan'ın, bağımsızlık için savaşan bir orduya ihtiyacı olduğundan, Fethalibeyli, Resulzade'nin nzasıyla Almanlarla işbirliği içindeydi. Resulzade, savaşın kazanılması halinde Almanlann şimdiden bağımsız Azerbaycan devletinin kurulacağını kabul etmesi gerektiğini düşünüyordu.
Azerbaycanlı lejyoner Fethalibeyli
O günlerden birinde Ruzi, Como Gölü yakınlarında, Azerbaycan Milli Komitesi Başkam Abdurrahman Fethalibeyli Dudenginski'yle karşılaştı. Ruzi, Fethalibeyli'yi Berlin'den tanıyordu. Vatanlanndan binlerce kilometre uzakta, ltalya'mn Como Gölü kıyısında karşılaşan iki eski dost, hasretle kucaklaştı. 1908 yılında Nahçıvan'ın Duden kasabasında doğan Fethalibeyli, Ruzi'den dokuz yaş büyüktü. Aralarında, sevgi ve saygıya dayalı, bir ağabey-kardeş ilişkisi vardı. Fethalibeyli, Ruzi'ye oralarda ne aradığım sordu. O da çalışmalarından söz etti. Fethalibeyli de Ruzi gibi Vlasov karşıtıydı. Sohbet sırasında "Stalin'den kurtulmaya çalışırken şimdi bir de Vlasov belasına çattık" dedi. Savaşın Almanlar tarafından kazanılmasının artık hayal olduğunu, bundan böyle kendileri için asıl sorunun lejyon askerlerinin hayattarım kurtarmak olduğunu söyledi. Ruzi, Fethalibeyli'nin, Azerbaycanlı lejyon askerlerinin Sovyetler'in eline geçmemesi konusunda yardımını sağlamak üzere, Kudüs Müftüsü Emin El-Hüseyni'yle görüşmeye Roma'ya gittiğini öğrendi.
Himmler Türkistan lejyonlarını Rus milliyetçisi Vlasova bağlıyor
SS merkeziyle, özellikle Himmler ile MTBK'nın arası hiçbir zaman iyi olmamıştı. 16 Eylül 1944 tarihinde Himmler ve General Vlasov uzun bir görüşme yaptı. Heinrich Himmler ve General Vlasov arasındaki tarihi görüşmeye, SS subayları Gunter d'Alquen ile Ehlich katıldı. 2 5 I ROA bünyesinde iki tümenin kurulmasına karar verildi. Vlasov, Himmler'le görüşmesinde örtülü olarak, Rus olmayan halkiara mensup lejyonların da kendi emrine verilmesini şart koştu. Vlasov, yalnız Rusların değil, Türkistanlıların, Azerbaycanlıların, Tatar ve Başkırtların da kendi emrine verilmesini istiyordu. Himmler de bu isteği kabul etmişti. Vlasov ile Himmler arasında varılan mutabakata ilişkin olarak kaleme alınan belgede, şu satırlar yer alıyordu: Rusya Bolşevizmden kurtanldıktan sonra bağımsız bir devlet olacak ve yönetim şeklini halk tayin edecektir. 1939 öncesi sınırlar geçerli olacaktır .. . Kırım bağımsız bir bölge olacak ve Rus Kozaklanna da azami politik bağımsızlık verilecektir. Rus olmayan halklara azami düzeyde kültürel otonomi verilecektir. Bu durum, ülkelerinin bağımsızlığı için savaşan Türkistan lejyonlannın ve MTBK'nın sırtından hançerlenmesi demekti. Çünkü böylece Himmler, savaştan sonra Türkistan'ın Rus sömürgesi olarak kalmasını kabul etmiş oluyordu.
Alla biz bilan (Allah bizimle)
Komite, MTBK yayın organı Milli Türkistan dergisinde Vlasov Hareketi'ne karşı tepkisini sergiledi. Dergide yayımlanan bir makalede şöyle yazıyordu: Bizde enternasyonal karakter yoktur. ROANnın, Rus toprağı için yaptığı çalışmaya karşı değiliz. Eğer Vlasov kendi gücü, kendi Ruslarıyla halkını ve toprağını Bolşeviklerden kurtarabiliyorsa, elinden geliyorsa, bu kendi halkı için büyük iş olur, ROA maskesi altına girip saklanan kişiler varsa ve bunlar Türkistan askerlerini yoldan çıkarmaya çalışırsa, hatta Türkistanlıların kollarına takılı "Allah Biz Bilan" [Allah Bizimle] şeklindeki arınayı kaldınp onun yerine ROA arınasını takın diyorlarsa .. . bunlar Bolşevik ajanlarıdır!
185 öğeden 121 ile 130 arasındakiler gösteriliyor.