Erdoğan Merçil

Büyük Selçuklu Devleti yazarı
Yazar
Derleyen
8.6/10
77 Kişi
344
Okunma
46
Beğeni
2.576
Görüntülenme

En Eski Erdoğan Merçil Sözleri ve Alıntıları

En Eski Erdoğan Merçil sözleri ve alıntılarını, en eski Erdoğan Merçil kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Karahitaylar bütün Mâverâünnehir'i istila ettiler. Bu mağlubiyet Selçuklu Devleti ve İslam dünyası için ağır darbe oldu. Sultan Sencer Ceyhun nehri ötesinde kalan arazisini kaybetti. Türkistan ilk defa putperest bir kavmin hakimiyeti altına girdi.Selçuklu ordusu ile yine 100.000 kişilik Karahitay kuvvetleri Semerkand civarındaki Katvan sahrasında karşılaştılar (1141). Sultan Sencer hayatının ilk yenilgisini burada aldı, ordusu tamamıyla dağıldı, eşi Terken Hatun esir düştü.
Sayfa 120Kitabı okudu
Oğuz reisleri önce gayet hürmet göstererek onu tahtına oturtmuşlar, hatta "Biz senin kullarınız. Sen bizim sultanımızsın" gibi sözlerle emrinde olduklarını belirtmişlerdi. Ancak onların bu davranışı, yaşlı hükümdarla beraber oynadıkları bir sultanlık oyunundan başka bir şey değildi. Bu oyunu iki,üç ay içinde anlayan Sencer kendi isteğiyle tahttan inmişti. Oğuzlar bundan sonra Sencer'e gayet kötü davranmışlar, alay etmişler ve kaçmasını önlemek için geceleri bir demir kafesin içine koymuşlardı.
Reklam
Ok ve Yay
İstisnalar hariç bütün Selçuklu paralarının ön üst yüzünde Oğuzların hakimiyet sembolü olan ok ve yay işareti bulunmaktadır. Türklerde ok ve yayın hükümdarlık sembolü olarak kullanımı Oğuz Han zamanına kadar gitmektedir. Tuğrul Bey 1038'de Nişabur şehrine girdiğinde kolunda bir yay ve göğsünde üç ok bulunuyordu.
Sayfa 133Kitabı okudu
Sebüktegin bu derece kuvvetli ve fiilen bağımsız olmasına rağmen Sâmâniler'e tâbi idi. O ülkesini genişletirken Sâmâni Devleti çoktan çökmeye ve dağılmaya yüz tutmuş bulunuyordu. Bu devletin uzak kısımlarındaki vâliler sık sık ayaklanmakta, Türk kumandanlar üstünlüğü ele geçirmeye çalışmakta ve merkez onlara söz geçirememekte idi. İşte bu durumdaki Sâmâni Devleti'nin son dayanağı Gazneliler Devleti idi.
Sultan Mahmûd Sünni mezhebe bağlı idi. Ayrıca o hadis bilir, huzûrunda Şâfif ve Hanefî hukukçuları arasında tertip ettirdiği münazaraları dikkatle dinler ve onlara sualler sorardı. Sultan Hindistan'daki putperestlere olduğu kadar İslâm ülkelerinde dini yönden kargaşalık çıkaran grublara karşı da mücadele etmiştir. Sultan Mahmûd Bâtıniliğe göz açtırmamasına rağmen, ülkesi içindeki Kerrâmîler'e gösterdiği yakınlık ile de dikkati çekmektedir.
Sultan Mahmud hayatının büyük bir kısmını savaş meydanlarında geçirmiş, özellikle Hindistan'a yaptığı seferler onu çok yormuş ve hastalanmasına sebeb olmuştu. O doktorların bütün tavsiyelerine rağmen bir türlü istirahat etmiyor, bir hükümdarın yapması gerekli bütün vazifeleri yerine getiriyordu. Onun hastalığı hakkında çeşitli rivayetler vardır. Tarihçiler genellikle Sultan Mahmûd'un verem hastalığından öldüğünü kabul ederler
Reklam
138 öğeden 181 ile 138 arasındakiler gösteriliyor.