Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Erol Çağlar

Erol ÇağlarOsmanlı Lakapları yazarı
Yazar
8.3/10
4 Kişi
16
Okunma
0
Beğeni
766
Görüntülenme

Erol Çağlar Sözleri ve Alıntıları

Erol Çağlar sözleri ve alıntılarını, Erol Çağlar kitap alıntılarını, Erol Çağlar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Cigalazâde" tabiri zamanla "Cağaloğlu"na dönüşmüştür. İstanbul'un Cağaloğlu semti, adını bir İtalyan dönmesi olan Cağaloğlu Sinan Paşa' dan alır. "
Sayfa 53 - Tuti Kitap, 1. Baskı -2016Kitabı okudu
" Sirke, saray mutfağında turşuyla birlikte çok önemli bir yere sahiptir. Yemeklerin yanında tıbbi kullanım için de alınırdı. Özellikle Bursa'dan sipariş edilirdi. "
Sayfa 23 - Tuti Kitap, 1. Baskı -2016Kitabı okudu
Reklam
Hekimoğlu Ali Paşa
I. Mahmut ve III. Osman dönemlerinde üç defa sadrazamlığa gelmiştir.Lakabı babasından gelmektedir.Babası, Venedik asıllı İtalyan bir mühtedidir ve Müslüman olunca “Hekimbaşı Nuh Efendi” ismini almıştır.
" Lakabı olan " kaltak " kelimesi eskiden at, eşek yahut katır gibi hay­vanların sırtlarına konulan eyerin tahtadan yapılan iç iskeleti için kullanılırdı. Muhtemelen Halil Efendi'nin babası kaltak ustası olması sebebiyle kendisine "Kaltakçızade" lakabı veril­miştir."
Sayfa 137 - Tuti Kitap, 1. Baskı -2016Kitabı okudu
" Pek sevilmeyen bir devlet adamı olan Yemişçi Hasan Paşa'nın ölümü üzerine Yahya Bey, yaz­dığı şiirle tarih düşürmüştür: Hasan'ın azli ahsen, katli dahi müstahsen Düşse tarihi n'ola katl'i Yemişci ahsen Anlamı şudur: "Yemişçi Hasan'ın vazifesinden alınması gü­zel, öldürülmesi daha da güzel. Tarihi düşse ne olur, Yemiş­çi'nin öldürülmesi pek güzel."
Sayfa 160 - Tuti Kitap, 1. Baskı -2016Kitabı okudu
" Manastır doğumlu olan Daltaban Mustafa Paşa, Hammer'e göre Sırp asıllıdır. " Daltaban" lakabını muhtemelen fakirliğin­den almıştır. Daltaban kelime olarak " çıplak ayaklı " anlamına gelmektedir.
Sayfa 113 - Tuti Kitap, 1. Baskı -2016Kitabı okudu
Reklam
AYICI ARİF BEY
Mustafa Kemal Paşa’yla Milli Mücadeleyi başlatmak için Samsun’a çıkan 18 kişiden biridir.Ordu komutanlığı yaptığı sırada İnegöl civarında yavru iken alıp beslediği ayıdan dolayı “Ayıcı” lakabıyla anılan Arif Bey 1923’te Eskişehir milletvekilliği yapmıştır.İyi bir istihbaratçı olan Arif Bey, kılık değiştirerek düşman saflarına ayıcı rolünde girerek ajanlık faaliyetleri de yaptığı bilinir.İstiklal Harbi’nde tümen komutanlığı yapmıştır.
Sayfa 125Kitabı okudu
ARABACI ALİ PAŞA
Hışmına uğrayanları, bir araba yollayıp sürgüne gönderdiği için lakabı “Arabacı” ya çıkmış.
(Öküz Kara Mehmet Paşa) İran Seferi'ne giderken Niğde'nin Ulukışla ilçesinde yaptırdığı kervansaray, Faruk Nafiz Çamlıbel'in ''Han Duvarları'' şiirine de ilham kaynağı olmuştur.
GİZLİ SITMA HACI İBRAHİM EFENDİ
İbrahim Efendi’nin lakabı olan “gizli sıtma” tabiri kendini belli etmeyen, merhametsizce tavırlarından dolayı verilmiştir.Maliyeci olan “Gizli Sıtma İbrahim Efendi” acımasızca mali cezalar verdiği için halk arasında bu lakaba layık görülmüştür.
Reklam
ZAĞANOS MEHMET PAŞA
Zağanos Mehmet Paşa, denizcilik yaptığı dönemlerde denizcilikte gözetleme için kullanılan “Zağanos” isimli yırtıcı bir çeşit Doğan kuşu kullanırmış.Bu kuşu kullanması sebebiyle lakabı “Zağanos” olmuş.Fatih’in ablası Fatma Sultan’la evlenip “Damat” lakabıyla da şöhret kazanmış ve sadrazam olmuştur.
YESÂRÎ MEHMET ESAT EFENDİ
Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde bulunan bir belgede mahlası “Mehmet Esat”, lakabı da “Yesârî” (solak) olarak kaydedilmiştir.
Sayfa 150Kitabı okudu
Müneccimbaşı Ahmet Dede
Müneccimbaşı Ahmet Dede, “Müneccimbaşı” unvanını icra ettiği ve alanında uzman olduğu mesleği sebebiyle alırken, “Dede” unvanını ise Mevlevi tarikatı şeyhlerine Dede denilmesi dolayısıyla almıştır.
Sayfa 110Kitabı okudu
MEZAMORTA HÜSEYİN PAŞA
Kaptan-ı deryalığı esnasında Venediklilerle yaptığı savaşta ağır bir şekilde yara alıp esir olmasına rağmen iyileşip geri döndüğü için İtalyanca “yarı ölü yahut ölüp de dirilen” anlamındaki “Mezzo- morto” ifadesinden bozma “Mezamorta” lakabını almıştır.
KEÇİBOYNUZU İBRAHİM HİLMİ PAŞA
1806- 1807 yılları arasında, III. Selim döneminde sadrazam olan İbrahim Hilmi Paşa, gençliğinde çok zayıf olduğu için keçiboynuzuna benzetilmiş ve lakabı da “Keçiboynuzu” olmuştur.
84 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.