Otobiyografik tarzı bir roman. Yazar kendi hayatından alıntılar yaparak oluşturmuş kurgusunu. Îçten, samimi bir anlatım olmuş. Birinci dilden kaleme alınmış ama donemler çok güzel incelenmiş. Yakın tarihimiz içinde geçen bir çok siyasi olay işlenmiş. Dönemler o kadar tanıdık geliyor ki, okurken çocukluğuma, gençliğime sürüklendim. Burayı net hatırlıyorum dediğim yakın tarihler bir nevi anılarıma yolculuk gibi oldu bilmediğim ya da hatırlamadığim yerlerin görsellerini de merak etmeme neden oldu, bir an kendimi yakın tarihi siyasetini araştırır buldum... Yazar siyasi örgüyü sosyolojik açıdan da incelemiş ve en önemlisi kesin çizgilerle yaklaşmamış tek taraflı bir görüşten ziyade herkesin fikrinin hedef ve amaçlarına da değinmiş. Elbette sadece siyasi hayat yok içinde... Kars, van ve bir çok ismi geçen bölgelerin kültürel aile yaşamlarına o dönemlerdeki sosyal hayatlara ve yine o dönemlerde yaşanan gizemli aşklara da yer vermiş. Okurken ben çok keyf aldım... hepimizin geçmişinden bir parça hayatlar var...
Ufukları AşmakEyyüp Altun · Uyum Yayıncılık · 20215 okunma
1915'te yaşananlar bir soykırım değil, Birinci Dünya Savaşı içinde olup biten kanlı bir hesaplaşmaydı. Bu hesaplaşmada Ermeniler Çarlık Rusya'yı, Kürtler ise Osmanlıyı tercih etti. Ekim Devriminin (1917) gerçekleşmesiyle Lenin Rus ordusunu Anadolu içlerinden çekince Ermeniler de peşi sıra kendi topraklarını terk etmek zorunda kaldılar. Ne var ki savaş süreci boyunca yaşanan çatışmalarda ve tehcir sırasında hem Ermeniler, hem de Müslümanlar büyük kayıplar verdi. Bu dönemde bir milyon Ermeni'nin tehcirinden veya öldürülmesinden söz ediliyor, fakat büyük çoğunluğu Kürt olmak kaydıyla iki milyon Müslümanın Ruslarca ve Ermeni yönetimlerce öldürülmesinden veya göçertilmesinden kimse söz etmiyor. Üstelik Ermeniler tehcir sırasında batılı kuruluşlardan yardım görürken, göçertilen Müslümanlar aç biilaç yollara düşürülmüştü. Onlar da açlıktan, hastalıklardan ve eşkıya saldırılarından nasibini aldılar. Eğer Taşnak Partisi bu savaşı kaybetmemiş olsaydı biliniz ki bugün bir Kürt soykırımından söz ediyor olacaktık. Yani Kürtler yaşadıkları topraklarını tamamen kaybedeceklerdi; çünkü Çarlık Rusya ve Taşnak Partisi Adana'ya kadar durmayacaktı. Olaya bir de bu açıdan bakmakta yarar var; gerçeği bulmak istiyorsak tabi.
Eyyüp Altun
"Bana yeryüzünde bin yıl beraber yaşamış iki halk gösterebilir misin? Hayır, gösteremezsin. Yani dili ve tarihi farklı olan iki halk... Unutma ki bu tür uzun bir beraberlik yalnızca Kürtler ile Türkler arasında görülmüştür."