" Birisini eleştirmeye kalkıştığında, " dedi bana, " şu dünyada her insanın senin sahip bulunduğun ayrıcalıklara sahip olmadığını hiç aklından çıkarma... "
Zihninde tarifsiz şatafat içinde bir evren ortaya çıkarken lavabo tezgâhında saat tıkırdıyor, ay yerdeki karmakarışık giysilerini ıslak bir ışığa boğuyordu. Her gece, capcanlı manzaraya hiç aldırmadan onu kucaklayarak uyuklama hali çökene kadar hayallerini genişletti de genişletti. Böylelikle hayal gücüne çıkış yolu bulmuş oldu bir süreliğine; gerçekliğin ne kadar görünür olduğunu hatırlattı güzelce, ayağını bastığı toprağın bir peri kanadında durduğuna yeminler etti.