Çok nükteli bir şekilde başlayan, yaşananların zorluğuna rağmen, espirileriyle okuyucuyu sürekli gülümseten bu metin; bir süre sonra öyle bir şekilde evriliyor ki, okurken resmen insanın içi katılıyor. Zaten Yazarımız Fahri Erdinç, Türk edebiyatının toplumcu gerçekçi geleneğinden geliyor. Metin boyunca bize Sabahattin Ali’den, Nazım Hikmet’ten tınılar veriyor yazarımız. Bu metin, yazarımızın yaşam öyküsünden bir kesit aslında. Ege’nin bir kasabasında yoksulluk içinde yaşamını süren bir ailenin yaşamından bir dilim sunuyor metin ve bunu yaparken cumhuriyetin kuruluş yıllarında oluşan toplumsal ve siyasal ortama da büyük bir eleştiri ile bakıyor. Müthiş betimlemer kitap boyunca sürüyor.
İyi ki okumuşum.