Faik Bulut

Dersim Raporları yazarı
Yazar
8.5/10
68 Kişi
405
Okunma
59
Beğeni
6,6bin
Görüntülenme

Faik Bulut Sözleri ve Alıntıları

Faik Bulut sözleri ve alıntılarını, Faik Bulut kitap alıntılarını, Faik Bulut en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Raporların Genelkurmay Başkanlığı notları arasında da “Dersimlinin okşanmakla kazanılmayacağı” ibaresi bulunuyor ve şöyle deniliyor: “Dersim, evvela koloni (sömürge) gibi nazarı itibare alınmalı. Türk camiası içinde Kürtlük eritilmeli; ondan sonra ve tedricen öz Türk hakkına mahzar kılınmalıdır.”
Toplumun çatlaklarını (Gramsci'nin deyişiyle) örten sıvadır din. Dine paralel biçimde gelişen devlet ise, sınıflı toplumun kamuyönetsel örgütüdür. Her iki örgüt (veya kurum) ilkin Sümerli din adamları (rahipler) tarafından kurulmuştur; rahipler, din kurumunun olduğu kadar devlet kurumunun da içini ilk dolduran kişiler olarak tarihe geçerler. Bu demektir ki; devlet gibi din de, tümüyle dünyacı işler için düşünülmüş bir kurumdur. Ötedünya kavramı ise, ideolojik savaş koşulları içinde, neden sonra geliştirilmiştir. Maddeden soyutlanmış Tektanrı kavramı da öyle. Devlet, sınıflı toplumun baskıcı(kaba güç) aygıtını; din, ikna(iman gücü) aygıtını temsil etmektedir. Arada bir, birbirlerinin silahını kullanabilmektedirler.
Sayfa 2 - Doruk Yayıncılık, 2. Baskı: Haziran 1997
Reklam
uzun alıntı alarmı!
(...)Anayasamızın 2'nci maddesine göre TC laik bir hukuk devletidir. Bu şekilde laiklik Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin temel bir ilkesi olarak kabul edilmiş, laiklik Anayasal bir kural durumuna getirilmiştir. Laiklik, devletin dinler arasında ayrıcalık gütmeksizin hepsine dinsel yayılma, ibadet, örgütlenme olanaklarının sağlanması ve devletçe
Sayfa 331 - 332 Doruk Yayıncılık, 2. Baskı: Haziran 1997 | 13.12.1988 tarihli, T.C. İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından görülen Nurculuk Davası dosyasından kesit
Süvari olarak Dersim’de bulunan Karslı A. Demirtaş, görüp ettiklerini pişmanlık içinde anlatıyor: “Köylüleri topluyorduk. Bir araya getirip, ‘Sizi koruyacağız, kurtaracağız’ diyerek dere kenarlarına veya uygun gördüğümüz yerlere götürüp makineli tüfeklerle tarıyorduk.
ezen ve yöneten egemen sınıf, ezilen/yönetilen bir halkın tarihini unutturmak için iki şeye başvurur: Bir; gerçek tarihi tahrif etmek ve inkârcılık. İki; yalan ve yanlışa dayanan “alternatif tarih” yazma çabaları. .
Dinin, devlet (ve ordunun) üst seviyelerini adeta işgal etmesi; 1960'larda Demirel gibi bir Başbakan'ın Konut'ta namaz kılmasıyla başlamış, Turgut Özal'ın Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde ailece namaz kılımasıyla sürmüş, Başbakan Tansu Çiller'in 1994 yılının sonlarında ünlü tarikat-cemaat (Fethullah Gülen, Mehmet Kutlular, Şeyh Raşit Erol'un oğlu) lideri olduğu söylenen kimi İslami/dini şahsiyetleri, TC tarihinde ilk kez, Konut'ta kabul etmesiyle doruğa ulaşmıştır. Ayrıca Çiller henüz Başbakan ve DYP Genel Başkanı olmadan önce, yanındaki kimi tarikatçı milletvekilleri aracılığıyla, bazı tarikat-cemaat liderlerinden "İslam dininde bir kadın İmam (lider/önder) olabilir yolunda fetva aldırmıştı zaten.
Sayfa 86 - Doruk Yayıncılık, 2. Baskı: Haziran 1997
Reklam
- Mustafa Kemal Atatürk:
"Din, gerekli bir kurumdur. Dinsiz ulusların yaşamlarını sürdürmesine olanak yoktur. Yalnız şurası var ki din, Allah ile kul arasındaki bağlılıktır. Softa sınıfının din simsarlığına izin verilmemelidir. Dinden maddi çıkar sağlayanlar, iğrenç kimselerdir. İşte biz, bu duruma karşıyız ve buna izin vermiyoruz. Bu gibi din ticareti yapan insanlar, temiz ve suçsuz halkımızı aldatmışlardır. Bizim ve sizlerin savaşacağımız ve savaştığımız bu kimselerdir."
Sayfa 544 - Doruk Yayıncılık, 2. Baskı: Haziran 1997 | Kılıç Ali, Atatürk'ün Hususiyetleri'nden
Yeri gelmişken bir iddiaya daha yer verelim: "CHP eski Genel Sekreteri Kasım Gülek, CIA ile yakın ilişki içindeki Amerikan Moon Tarikatı ile Fethullah Gülen Hoca arasında ilişki kuran kişidir. Moon'un Türkiye'deki ayağı Fethullah Hoca Cemaati'dir. Bu tarikat, MHP-RP kutsal ittifakının kurulduğu 1991 yılının 22-26 Eylül tarihleri arasında İstanbul'da dinlerarası diyalog sempozyumu düzenledi. İddia sahibi Aydınlık dergisi, Kasım 1996'da Türkiye'yi sarsan Susurluk Skandalı üzerine, "Fethullah Hoca'nın Susurluk Skandalı kahramanı ülkücü Abdullah Çatlı'yla görüştüğünü ve bu çevre aracılığıyla Azerbaycan gibi ülkelerde birtakım kirli faaliyetlerde bulunduğunu" da ileri sürdü. Değinip geçelim: RP Rize Milletvekili ve partinin radikal kanadından olup, "ben şeriatçıyım, ben Hizbullah'ım" diyebilen ve ABD'yi "en büyük şeytan" olarak niteleyen Şevki Yılmaz, Ekim 1996'da, CIA bağlantılı "think thank" kuruluşlarından birinin temsilcisiyle gizlice görüştü. Bunu, hangi proje çerçevesine sığdırabileceğimizi düşünmeksizin aktarmakla yetiniyoruz.
Sayfa 106 - Doruk Yayıncılık, 2. Baskı: Haziran 1997
Tespit Gibi Tespit
Sonuç olarak, uygun deyimle İslam, insanı yasaklar ve uyarılarla bir çit gibi çepeçevre kuşatan bir hukuk dinidir.
(...)Türkiyemizde 95 tarikat kurulmuştur. Ayrıca 109 şubeleri mevcuttur. Her tarikatın kendine mahsus kıyafetleri vardır. Kadiriler: Yeşil renk taşırlar, sarıkları da yeşildir. Rufailer: Sarıkları siyah renklidir. Bedeviler: Kırmızı hırka ve sarık taşırlar. Mevleviler:Taç denilen 12 dilimli bir külah giyerler. Bektaşiler: Deve tüyü renkli uzun bir külah ve başa giyilen külahlara taç, sikke, kalansüve, arakiye, kırmız adları verilir. Dervişler, boyunlarına sekel denilen taş asarlar. Bektaşiler de bellerine teslim taşı takarlar. Dervişlerin bir asası ve ayrıca tabar denilen sırmaları vardır. Her tarikatın sancağı bulunmaktadır. Genel olarak üç bölümde mütalaa edilirler. 1. Tariki Ahyar : İslamiyet'in farz ve sünnetlerini ihya etmektir. 2. Tariki Ebrar: İyi ahlak sahibi olarak kalbini temiz tutmaktır. 3. Tariki Şettar: Cenabı Hakka aşk ve muhabbetle bağlanmak yoludur. Şettarlar'ın 10 mertebesi vardır.
Sayfa 439 - Doruk Yayıncılık, 2. Baskı: Haziran 1997 | İstanbul polisinin tuttuğu "Tarikatlar" dosyası. İslami Hareket Örgütünün görülmekte olduğu İstanbul DGM Savcılığı dosyasında(1994) bulunuyor.
684 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.