her aşk bir intihar denemesidir
ve uzun bir intihardır hayat
her yürek kendi yangınında üşür
her bahar kendi çiçeği ile hür
her dağ kendi zirvesinden görünür
her nehir kendi denizine sürülür
kısa yaşar uzun ölür aşk
iki kalp arası en kısa yoldur aşk
kalp kırılır içinde kalır aşk
düşlere tutunur düşerken aşk
son görüşte başlar aşk
tükene tükene yaşar aşk
yaklaştıkça uzaklaşır aşk
son kurşununu kendinine saklar aşk
tükenir insan
gerçek bir üzüntüden değil
bir yalancı gülümsemeden
yenilir insan
düşmanın kurşununa değil
yankılı alkışına
yorulur insan
el'in yakışından değil
dostun kaçışından
boğulur insan
sevdanın yokuşundan değil
yalanın kokusundan
yükselir insan
zamanın tüllerinden değil
umudun küllerinden"
kırık da olsa bir hayali olmalı insanın
gizlice sarıldığı
eski bir oyuncak gibi
bir türlü atamadığı
yırtık da olsa bir hırkası olmalı insanın
başını yasladığı
bir dost gibi
eskidikçe güzelleşen
yanık da olsa bir türküsü olmalı insanın
yalnızlıkta söylenen
kimsenin duymadığı
herkese gönül veren
uzak da olsa bir köyü olmalı insanın
ömründen silemediği
bir türlü gidemediği
içinden trenler geçen"
Kitabın ismi Bir Gülün Sesiyle olunca bendeki izlenimi aşk şiirleri okuyacağım kanısındaydı. Bir- iki şiir dışında, okuduğum şiirler hayatın zulmüne uğrayan bir kişinin veya kişilerin (şair bunu Gül ile metaforlamış) yaşadıklarını -bu kişiler genellikle kadın ve çocuk-, hissettiklerini dinliyoruz. Sanki içindekileri dökerek yaşadıklarını aktarmak