Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Georges Corm

Georges Corm21. Yüzyılda Din Sorunu yazarı
Yazar
8.5/10
9 Kişi
25
Okunma
1
Beğeni
952
Görüntülenme

Georges Corm Sözleri ve Alıntıları

Georges Corm sözleri ve alıntılarını, Georges Corm kitap alıntılarını, Georges Corm en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bana öyle geliyor ki, bugün aksine, günün iktidar güçlerine özellikle de ekonomik güçlere bağımlı, tek yanlı bakışı dayatan, her türlü eleştiriyi dışlayan, otoriter yapıda yeni bir entelektüel konformizmin egemenliğine girdik.
Aslında dine geri dönüş, doğal bir gelişme olmaktan öte, adından başka hiçbir şeyi dinî olmayan siyasi bir olay, laikliğin dünyayı götüreceği uç noktaya karşı adeta biyolojik bir tepkidir.
Sayfa 42 - iletişimKitabı okudu
Reklam
Din kurumlaştığında, özellikle tektanrıcılık mutlaklık ve aşkınlık mesajı içermesine rağmen, zamanın bütün kurumlara uyguladığı yıpranmaya maruz kalır: Tarihselleşir, dolayısıyla değişir hale gelir.
Dünyanın Ariler ve Samiler arasında bölünmüş olduğunun kabul edilmesiyle, dilbilimi Avrupa kültüründe yaygınlaşan ırkçılığa destek verdi: Bunlar dinamik, yaratıcı, sanatkar, uygarlık taşıyıcısıdır; şunlar kabileci ve bedevi kökenleriyle doğdukları çöl dünyasında taş taş üstüne koyamazlardı. Kendini bu masal fantezisine kaptıranların hepsi Ari Avrupa'da, Yahudilerin varlığını aşılması gereken bir kusur gibi gördü ve bu durum uç noktada Nazizme varan antisemitizmin çeşitli biçimlerinin doğmasına neden oldu.
İsrail tarihi başlangıçta bir kabile tarihiyse de, bu kabilelerin birleşip tarihi bir lider bularak, kutsal emir üzerine vaat edilmiş topraklara yerleşip Mabed'in etrafında yaşamlarını örgütlemeleriyle bir halkın tarihini alır.
İki bin yıldır içimize sinmiş tek tanrılı dinlerin karşısında iki yüz yıl ömrü olan laikliğin fazla bir ağırlığı olamayacağını ve insan topluluklarının kimliğinin ataya, eskiye saygıyla oluşturulduğunu kolayca unutuveriyoruz.
Reklam
İslam'da Hristiyanlıktaki kadar hızla mezhep ayrılıkları, bölünmeler ve kutsal metinlerin farklı yorumlarıyla sarsıldı. Ölümünden sonra (Muhammed), cemaatin başına kimin geçirileceği hususunda müminler arasında kavga başladı ve bu kavgadan o zamandan beri süregelen büyük Sünni-Şii ayrımı doğdu (günümüzde Müslüman toplumların yaşadığı jeopolitik istikrarsızlık yüzünden bu çatışma daha da kızıştı).
Pan-Arabizm'in zirveye çıktığı 1950-1967 döneminde geçici bir duraklama yaşamakla birlikte, pan-İslamizm kendini tekrarlayan, tekdüze ve bol yayınlı literatürüyle hala ayakta duruyor. Ancak artık 19. yüzyıl ve 20. yüzyıl başındakinden farklı bir kimliğe sahip. O zamanlar modern felsefe ile yoğrulmuştu, Müslüman ülkelerin dini-siyasi kurumlarında büyük reformlar istiyordu ve terörizmin hiçbir türünü benimsemiyordu.
Tüm tarihi olgular hem sürekliliklerin hem de kesintilerin meyvesidir. Başlıca aktörlerinin kişilikleri ve zekaları ne olursa olsun hiçbir devrim sadece kendi evriminin içinde büyüyen bir meyve değildir.
Sayfa 66 - iletişimKitabı okudu
Kimliği oluşturan ve denetleyen iktidar sistemi, dine gitgide daha fazla yaslanarak Bizans İmparatorluğu'nu, Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu'nu ve Müslüman hilafet sistemini doğurdu.
Reklam
"Ancak dinlerin sonu asla 'dini olan'ın sonu anlamına gelmez."
Bir toplumda dine bağlı sorunlar, her zaman bu hayati ihtiyacın iktidarlar ve yöneticiler tarafından sömürülmesinden kaynaklanır.
Önce Papalığın egemenliğini kabul eşliğinde, Şarlman ile 9. yüzyılda başlayan Avrupa ''Hristiyanlık'' ının inşası vardır. Ardından da Haçlı Seferleri, Norman istilaları, sonrada asırlardır Avrupa'nın güneyinde yaşayan Müslüman toplulukların kovulduğu İspanya'nın Fethi gelir. Din savaşlarıyla geçen uzun bir yüzyıldan (1517-1648) sonra Reform ve aynı zamanda İngiliz Devrimi (1640-1660) yaşanır ki bunlar çeşitli açılardan gerçek din devrimleridir. Bunlar Avrupa'nın görüntüsünü altüst ettiler ve Aydınlanma çağı ile Fransız Devrimi'ne zemin hazırladılar.
Fakat aynen kurumsallaşmış Hıristiyanlık gibi Sünni İslam da bir zamanlar Abbasiler tarafından desteklenmiş dini dogmadaki görüş çoğulculuğunu 10. yüzyıldan itibaren reddeder. Şeriatın yorum hakkı sadece dört kurucu fakihin adıyla anılan dört mezheple (Şafilik, Hanberlilik, Malikilik, Hanefilik) sınırlanınca ve El-Gazali'ye başvurmadan felsefe yapmak yasaklanınca, dini yorum çabaları tamamlanmış sayıldı.
Her zaman Sünniliği benimsemiş Türk genişlemesiyle çöküşten kurtulan ama savunmada kalan İslam uygarlığı dünyanın bu bölgesinde gerilerken, Avrupa Hristiyanlığı atağa geçti ve ilerlemeye başladı. Orta Asya ve Hindistan'da durum aynı değildi. Türk-İran İslam'ı güçlü bir genişlemeyle dünyanın bu bölgesinde Moğol İmparatorluğu'nu kurdu.
62 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.