Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Georges Corm

Georges Corm21. Yüzyılda Din Sorunu yazarı
Yazar
8.5/10
9 Kişi
25
Okunma
1
Beğeni
949
Görüntülenme

Georges Corm Gönderileri

Georges Corm kitaplarını, Georges Corm sözleri ve alıntılarını, Georges Corm yazarlarını, Georges Corm yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tüm devrimlerin patlaması hem devrimci parti ve grupları hem de diğerlerini şaşırtır. Ve neredeyse hiçbir devrim onların faaliyetiyle gerçekleşmez. Genelde hepsinde gidişat tersine olur: Devrim patlar ve profesyonel devrimcileri bulundukları yerlerden - hapishaneden, pastahaneden veya milli kütüphaneden kurtarır. Hannah Arendt
Moderniteye yol vereceğini iddia eden yeni muhafazakârlığın ve estetizan anarşizmin, moderniteye bir kez daha başkaldırmaktan öteye geçemediğini gözardı edemeyiz. Aslında yaptıkları, Aydınlanma'ya karşı çıkma geleneğindeki suç ortaklığını post-Aydınlanma kisvesiyle kapamaktan ibaret. Jürgen Habermas
Reklam
246 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Okur sever dostlar, kitabımız din-siyaset-kültür ilişkisinin analizini yapmakla beraber, Avrupa'da yaşanan din eksenli savaşların, insanlık tarihinin yaşamış olduğu en vahşi olayları olan mezhep çatışmalarını, engizisyon mahkemelerini ele alarak bunların sonucunda Fransız İhtilali'ne giden sürecin toplumsal, siyasi ve dini boyutlarını okurlarına sunuyor. Tektanrılı dinlerin son zamanlarda küresel güçler tarafından hangi yöntemlerle araçsallaştırıldığı, dinlerin araçsallaştırılmasıyla birlikte küresel güçlerin diğer ülkelere müdahale hakkını kendilerinde görmeleri ve bununla beraber bölgelerdeki ( özellikle İslam ülkelerinde ) terörizme katkılarını geniş yelpazede ele alıyor. Yazarımız aynı zamanda İslam dininin tarihini, Türklerin İslam dinindeki yerini ve Müslümanların gerilemelerinin sebeplerini inceliyor. Yazarımız kitabın son bölümünde ise dünyadaki toplumsal barışın nasıl sağlanabileceğini, bunun için halklara ve iktidarlara ne gibi görevlerin düştüğünü açıklamaya çalışıyor. Kitaptan bir hayli bilgi edindim ve ileride de bana rehber olabileceğini düşündüğüm bu kitabı konuyla ilgili okur sever dostlara şiddetle tavsiye ediyorum.
21. Yüzyılda Din Sorunu
21. Yüzyılda Din SorunuGeorges Corm · İletişim Yayıncılık · 200816 okunma
İslam Konferansı, Müslüman ülkeler arasındaki çatışmalara ve kendi bünyesindeki iç çatışmalara asla engel olmadı.
Günümüzdeki dine başvuru, her şeyden önce sıradan siyasal veya ekonomik girişimleri meşrulaştırmaya ve ''uygarlık'' kavramının duygusallık dozunu artırarak kamuoyunu harekete geçirmeye yarıyor.
Komünizmin İslam dünyasında yayılmasına karşı mücadele etmek için dini olguya yoğun biçimde başvurmak, Batı'nın dini başka bir şekilde araçsallaştırmasıdır.
Reklam
İslam fundamentalizmi, yöneticilerin yozlaşmasına, halkın sırtından kendilerini ve çevrelerini zenginleştirmesine, yürüttükleri ekonomik politikaların ulusal zenginliklerin talanına izin vermesine, fakirlik ve cehalete aldırmamalarına, eşitsizliği derinleştirmelerine odaklanıyor.
İslam'ın siyasi çöküş nedenlerinden biri gibi gözüken, Sünni İslamın dini meale koyduğu bu sınırlama, bazı Arap düşünürleri tarafından farklı Türk fatihlere mal edilir.
Fakat aynen kurumsallaşmış Hıristiyanlık gibi Sünni İslam da bir zamanlar Abbasiler tarafından desteklenmiş dini dogmadaki görüş çoğulculuğunu 10. yüzyıldan itibaren reddeder. Şeriatın yorum hakkı sadece dört kurucu fakihin adıyla anılan dört mezheple (Şafilik, Hanberlilik, Malikilik, Hanefilik) sınırlanınca ve El-Gazali'ye başvurmadan felsefe yapmak yasaklanınca, dini yorum çabaları tamamlanmış sayıldı.
Her zaman Sünniliği benimsemiş Türk genişlemesiyle çöküşten kurtulan ama savunmada kalan İslam uygarlığı dünyanın bu bölgesinde gerilerken, Avrupa Hristiyanlığı atağa geçti ve ilerlemeye başladı. Orta Asya ve Hindistan'da durum aynı değildi. Türk-İran İslam'ı güçlü bir genişlemeyle dünyanın bu bölgesinde Moğol İmparatorluğu'nu kurdu.
Reklam
Düzen ve otorite insanı olan Selçuklu fatihler, dört fıkhi ekolle sınırlanan Sünniliği dayattılar. Felsefe gözden düştü.
İslam'da Hristiyanlıktaki kadar hızla mezhep ayrılıkları, bölünmeler ve kutsal metinlerin farklı yorumlarıyla sarsıldı. Ölümünden sonra (Muhammed), cemaatin başına kimin geçirileceği hususunda müminler arasında kavga başladı ve bu kavgadan o zamandan beri süregelen büyük Sünni-Şii ayrımı doğdu (günümüzde Müslüman toplumların yaşadığı jeopolitik istikrarsızlık yüzünden bu çatışma daha da kızıştı).
Aydınlanma felsefesi ve ardından Fransız Devrimi'ni ve nihayet 20. yüzyıl başında, Fransa'nın 1905'teki laiklik yasasıyla zirvesine vardığı farz edilen bir evrimle tamamen gerçekleştiğine inanılan din ile siyasetin birbirinden ayrılığı bir göz yanılmasıdır. Aslında 'laikleşmiş' denilen toplumlar daima Kutsal Kitap mesajının vazettiği tek ideal uyarınca evreni felsefi ve siyasi bir düzenin hak yoluna çağırmak ve ''vaad edilmiş toprağı'' tutkuyla aramak misyonuyla hareket ettiler.
Fazla insan öldürmemeye dikkat ettiler, ama sadık Katolikleri köle koşullarında yaşatmayı da becerdiler.
Dinden saptığı söylenen ve binlerce insanın yakıldığı odun ateşleri daha sonraları insan vahşetinin icat ettiği savaş gazlarının ve toplama kamplarının atası değil midir?
65 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.