Güzelliğin, bebeklikten itibaren, kadının hükümdarlık asası olduğu düşünülür. Akıl bedeni biçimlendirir ve yaldızlı kafesin içinde amaçsızca gezinir, yalnızca tutsaklığını süslemek ister.
Biliyorum bedenimin nasıl da kırılgan olduğunu,
Hiç güç sarf etmeden, tüyler bile onu öldürebilir:
Biliyorum zihnimin tanrısal doğası olduğunu, Ama o da hem akıl hem de irade yönünden çürüyebilir:
Biliyorum her şeyi bilme gücüne sahip ruhum,
Ama her açıdan da kör ve cahil:
Biliyorum doğanın küçük krallarından biriyim,
Ama tutsağıyım onca şeyin hem düşkün hem sefil.
Biliyorum yaşamım bir ıstırap ama yine de varım,
Biliyorum alay ediyor duyularımla her şey:
Ve sonuçta, biliyorum ki ben bir insanım, Yani gururlu ama yine de sefil bir şey.
Kadınların eskiden ve şimdi ne oldukları yolunda hiçbir kaynaklan olmaksızın, erkeklerin kadınlar konusunda edindikleri bilginin yanlış ve yapay olduğunu kesinlikle söyleyebiliriz. Bu durum kadınlar her şeyi söyleyene kadar öyle kalacaktır.