En Eski Grichka Bogdanov kitaplarını, en eski Grichka Bogdanov sözleri ve alıntılarını, en eski Grichka Bogdanov yazarlarını, en eski Grichka Bogdanov yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İlk kez saint Thomas d'Aquin ile ortaya çıkıp daha sonra Leibniz ya da Bergson tarafından yavaş yavaş geliştirilmiş biçimiyle-tinselci görüşe göre gerçek, salt bir düşüncedir; öyleyse, tam anlamında, hiçbir maddi dayanağı yoktur: Biz sadece düşüncelerimize ve algılarımıza kesin gözüyle bakabiliriz.
Oysa, gerçeğin maddeci anlayışı tümüyle ters bir düşünceyi ortaya atıyor: Demokritos'dan Karl Marx'a dek, tin, düşünme alanı, özdeğin sadece gölge olaylarıdır; özdeğin dışında hiç bir şey yoktur. Varlığın niteliği ile ilgili bu iki öğretiyi, bunlara karşılık olan şu bilgi kuramları tamamlayacaktır: İdealizm ve gerçekçi lik. Gerçek bilinebilir mi?
Uzun sözün kısası, bilimsel kuramlarda da, dinsel inançlardaki aynı şeyi bulmuyor muyuz? Tanrının kendisi de fizikçilerin betimlediği gerçeğin en dibinde, algılanabilir, yeri saptanabilir, neredeyse görülebilir değil midir artık?
Bütün yaşamım boyunca, herkesin karşılaştığı bir sorun aklımı kurcalamıştır: Yaşamın ve ölümün anlamı. Bu, aslında, başlangıçtan bu yana her düşünen hayvanın takıldığı tek sorundur. Düşünen hayvan ölülerini gömen tek hayvandır, ölümü düşünen tek hayvandır, kendi ölümünü düşünen tek hayvandır. Karanlıklar içindeki yolunu aydınlatmak, ölüme uyum sağlamak için de yaşama bunca uyum sağlayan bu hayvanın elinde sadece iki ışık var: Birinin adı din, ötekinin adı bilim.
Mutlak kesinlikler ve idealar karışımı olan şu evrende bilim olsa olsa maddeye seslenebilirdi. Yolunda giderken, hatta bir tür gizil (virtuel) tanrıtanımazlığa doğru götürüyordu: Tin'le (ruh, esprit) madde, Tanrı'yla bilim arasında bulunan, kimsenin yeniden tartışma konusu yapmaya cesaret edemediği-hatta düşünemediği- "doğal" bir sınır.