H. Bahadır Türk

8.4/10
9 People
48
Reads
5
Likes
1,980
Views

H. Bahadır Türk Posts

You can find H. Bahadır Türk books, H. Bahadır Türk quotes and quotes, H. Bahadır Türk authors, H. Bahadır Türk reviews and reviews on 1000Kitap.
304 syf.
1/10 puan verdi
kitap genel olarak iyi, cem uzan ve genç parti serüvenini güzel anlatmış fakat milliyetçiliğe, Türklük vurgusuna neofaşizm gibi abiduk gubidik laflar türettiği, ideolojik görüşünü peşin kabuller haline getirdiği için 1 puan verdim
Şirket ve Parti
Şirket ve PartiH. Bahadır Türk · İletişim Yayınları · 20083 okunma
2004'teki röportajdan
Özetle; Uzan grubunun yatırım tercihleri ile Türkiye’nin hakim siyasal ve sosyo ekonomik eğilimleri ile arasındaki belirgin örtüşme, bu yıllarda da devam etmiştir. Daha önce de belirttiğimiz gibi Uzanlar'ın yükseliş hikâyesi, Türkiye’nin hakim toplumsal, siyasal, ekonomik süreçlerinden bağımsız değildir. Cem Uzan'ın kendi sözleriyle; “Uzan Ailesi, Kemal Bey 47 senedir iş hayatındadır, 47 senedir 37 tane hükümet gelmiştir. 3 defa ihtilal olmuş... Sıfırdan başlayan bir milli sermaye, bir insanın gece-gündüz çalışarak oluşturduğu; dünya çapında boyutlara gelmiştir" ve Uzan Grubu'nun Türkiye içinde yaptığı yatırım "2.5-3 milyar doların üzerinde"dir
Reklam
Genç Parti uygun siyasal stratejiler ve kampanya-reklam tekniklerinin uygun koşullarla birleştiğinde her zaman "işe yarayabileceğini" göstermiştir.
Sayfa 284Kitabı okudu
Kürtaj konusunda Erdoğan’ın ve AKP’nin tavrı sadece muha­fazakârlıkla değil, muhafazakârlıkla birlikte işleyen bir erkeklik ideolojisinden de izler taşır. Muhafazakâr hegemonik erkeklik algısı kadının görevini ve birincil varlık sebebini -ona biyolo­jik bir öz bulmaya çalışarak- tayin etmeye çalışır. Bunu yapar­ken ya kadını anne ve bacı olarak korunması gereken bir mülk nesnesi ya da iffetten yoksun bir tür “cadı”, tüm toplumun ahlaki değerlerini ve yapısını tehdit eden bir tür femme fatale ola­rak görür. Kadına ve kadınlığa yönelik bu özcü yaklaşım, aslın­da muhafazakâr erkeklik algısının kadından beklentilerinden bağımsız değildir. Zira, Tanıl Bora’nın yerinde hatırlatmasıyla söylemek gerekirse, bu anlam çerçevesi içinde “milletin biyo­lojik yeniden üretimi yanında kültürel yeniden üretiminin so­rumluluğuyla da ‘şereflendirilen’ kadın, geleneği yeni kuşakla­ra nakledecektir.”
Sayfa 328Kitabı okudu
Muhafazakâr bakış; bu doğal haklardan mülkiyeti temel sa­bit ve asli unsur kabul edip yaşam hakkı ve hürriyete bir dizi istisna belirler, onları itinayla çizdiği sınırlar içine yerleştirir, ken­di dünyasının kurallarına uygun bir biçimde konumlandırır.
Sayfa 326Kitabı okudu
Ahmet Çiğdem’e göre, “İslam düşüncesi, bir gelecek perspek­tifine sahip olmadığından -çünkü geleceğe yönelik bir pers­pektif ancak modemitenin perspektifi olabilir ya da ancak ‘mo­dern’ bir perspektif olabilir-, kendi geçmişini ‘geleceği’ ola­rak görmekte, geçmişi ‘gelecek’ olarak kurmaktadır.”
Sayfa 310Kitabı okudu
Reklam
"Yeni Türkiye 23 Nisan 1920’de Ankara’da Türkiye’nin her ren­gini ihtiva eden bir Türkiye’dir. Yeni Türkiye Türk’ü, Kürt’ü, Çerkez’i, Roman’ı, Arap’ı, Laz’ı, Gürcü’yü barış içinde bir tutan, yaradılanı Yaradandan ötürü seven bir Türkiye’dir.”
Sayfa 305 - RteKitabı okudu
Geçmiş, sadece muhafazakâr refleksle dönülen bir anılar deposu değil, aynı zamanda milliyetçi altın çağ mitosunun bulunabileceği asli mecradır.
Sayfa 302Kitabı okudu
Mağduriyet, Erdoğan’ın dünyasında bir meşruiyet mecrasıdır.
Sayfa 293Kitabı okudu
"Yol yaptık"
Hizmet siyaseti, gücünü fark edi­lebilirliğinden ve basitliğinden alır. Sağlık, eğitim, ulaşım gibi herkesin bir şekilde yaşamıyla kesişen alanlarda belirli dönü­şümlere gidilmesi ve bu dönüşümlerin mümkün mertebe göz­den kaçırılması imkânsız bir biçimde gerçekleştirilmesi hizmet siyasetinin temel hedefidir. Bu minvalde imar faaliyetleri, şantiyeler, yapılan yeni yollar kritiktir. ... Hizmet siyaseti anlayışının ve söyleminin üçüncü işlevi ise muhalefetle ve “öncekiler”le araya somut bir mesafe koyma­ya yardımcı olmasıdır. Bu somut mesafe, yaratılan ve imza atı­lan eserlerdir.
Sayfa 218 - Hizmet siyasetiKitabı okudu
Reklam
"Kısaca­sı, AKP, yoksulluk yardımlarını insanlar yoksullaştığı için de­ğil, yoksullar siyasallaştığı için artırmıştı."
Sayfa 217 - Erdem YörükKitabı okudu
Erdoğan’ın din ve medeniyet çizgisinde şekillenmiş farklılık retoriği, özünde, kadim devlet reflekslerinden uzak değildir. Bu, onun Kürt sorununda veya başka bir sorunda herhangi bir adım atmadığı anlamına gelmez.[57] 57: Örneğin 1987’den beri “46 kez uzatılarak 2002 yılına kadar aralıksız devam etti­rilen olağanüstü hal”, 30 Kasım 2002’de sonlandırılmıştır. Kamu Düzeni ve Gü­venliği Müsteşarlığının Sessiz Devrim başlıklı çalışmasında bu adım, “demokratikleşme adımlarının ilk büyük hamlesi” olarak değerlendirilir. Çalışmada ayrı­ca TRT 6'nın tam zamanlı Kürtçe yayma geçişi, 2009 yılında cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin yakınlarıyla anadillerinde görüşebilmelerinin mümkün hale getirilmesini sağlayan tüzük ve yönetmelik değişiklikleri, 2003 yılındaki bir kanun maddesi değişikliğiyle çocuklara Türkçe olmayan isim koyulabilme­si, 2010 yılındaki düzenlemeyle farklı dil ve lehçelerde siyasi propaganda yapılabilmesi gibi sadece Kürt sorununa yönelik olmasa da ağırlıklı olarak bu sorunun varlığına bağlanabilecek değişikliklere yer verilir.
Sayfa 234Kitabı okudu
68 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.