Ne güneşler doğar ne güneşler batar
Bizim içinde doğacak güneşler var
O gün çok ırak o gün çok yakın
Bekle! umutla umutla gülüm
Dünya yıkılsa da sakın
Zafer türkümüzü söylemeyi unutma gülüm.
Zulüm adam öldürmez
Yani yavaş, yavaş öldürür diyorum,
Önce hoş geldin der, hücreler sana,
Cellatlarla tanışırsın,
Kara bir çarşaf çekerler yüzüne
Yatırırlar ölümü gözbebeklerine
Ve böylece başlar işkence
Coplarla tanışır ayak tabanların,
Dayağa alışırsın,
Ceryan takarlar bir yerlerine
Askıya alınırsın her gece gündüz,
Hiç şansın yok
Karanlık buhranlara inat,
bugün hasretin izdırabında,
kahkahalar atacağım.
şarkılarım olacak şen - şakrak,
bilinçaltım varsa eğer,
hırsından çatlayacak.
çünkü,
zaaflarıma rağmen,
aczimi inkar ederek,
küçük günahlara direneceğim!..
düşüncelerim o pespaye dairesinde,
meddah olmayı tadacak.
güleceğim ürkek karamsarlığıma rağmen,
hür olacağım paslı prangalarımla beraber,
hücremin kör duvarlarına inat,
süsleyeceğim saman dolu şiltemi ve ranzamı,
nöbetçinin hayretine aldırmadan,
üç numara saçlarımı tarayacağım,
hemde kâkül bırakarak...
sekiz parça olan aynam,
hasetinden paramparça olacak.
ve bugün ilk defa,
herşeye rağmen,
güneşi görmediğime üzülmeyeceğim,
altmış voltluk ampülle mutlu olacağım.
AHMET ULU:
1958 yılında Balıkesir ilinin Yeniköy nahiyesinde doğdu. Tahsilini Balıkesir ilinde tamamlayıp, ziraat nisyeni oldu. Yaklaşık 9 senedir cezaevinde bulunmak
tektadır.
O'na göre şiir:
"Şiiri, duyguların dışa vurumu olarak değerlendiriyorum. İçten gelen bir feryat veya aşk nağmeleri, bence şiirin ta kendisidir.
Okuyucuyu daha şiiri okumadan şiirin başlığı ile belirli yöne sürüklemek istemiyorum. Okuyucu okuduğu şiirde kendinden bir şeyler bulsun istiyorum. İşte bu yüzden' şiirlerimde başlık olarak rakamları tercih ediyorum.
Duyguların belirli kalıplara sokulmasındaki zorluğu ve kendi çapımı bildiğimden serbest yazmaya çalışı. yorum. Şiiri yazdıran iki önemli nokta (Aşk ve nefret) benim şiirlerimde yan yana bulunmaktadır."
ÖMER GİRGEÇ:
1961 yılında İskenderun'da dünyaya geldi. Büyük bir kısmı Mamak'ta olmak üzere yaklaşık 9 senedir cezaevindedir.
O'na göre şiir:
"Şiir denen filizler bence içerde kabaran duyguların kısacık cümlelerle, ibret için volkan misali patlayışıdır. Bazen hüzünlü, bazen mutlu Aşk'ları bazen de ulvi davaları bulmak için şiir okumanın ve yazmanın gereğine inanırım. Bu konuda asıl olan, okuyucunun misralara güzel değerleri verebilme yetkisine sahip olabilmesidir. Zaten şiirde ki güzellik ve mâna ancak bu şekilde anlaşılabilir."
"Ali Bülent Orkan'ı hatırlayınca"
Feryadın dudaklarına saplanmıştı,
görüyordum seni birkaç tel arkasından,
sisli bir sabah vakti,
nemden buğulanmış gözler misali,
duruşun vardı.
her bakışında,
dizlerim hislerimin emrinde,
titrediler...
voltalarınla ipek böceği gibi,
sabrı dokuyordun,
vahşetin kanlı saatine.
ellerini gördüm aslan parçam ellerini...
güneşin muâllaklaşma saatinde,
Rabbimize kalkacak ellerini...
havadaydılar karanlık hücrende,
boşlukta "V" harfleri çizdiler.
o rahmetsiz postal sesleriyle,
bölündüğünde rabıtamız,
yüzünü gördüm.
çağın lekeleri bir bir dökülmüş...
ki ondandır,
parlıyordu,
Şavkı yüzüme vurduğunda,
sadece o gün değil,
yıllarca kimselere sezdirmeden ağladım, yastığım ve yorganım şahit.
LÜTFÜ KİREÇCİ:
K. Maraş'ta doğdu. İlk, orta, lise tahsilini orada yapti, daha sonra Ankara Ticaret Turizm Yüksek Okuluna kayıt yaptırdı. Kısa bir okul hayatından sonra, 1981 yılında tutuklandı, 8 seneden beri cezaevinde bulunmaktadır. Şiirin yanı sıra resimde onun tutkularından biridir.
O'na göre şiir: "Şiiri üç-beş kelimeyle anlatmak mümkün değildir. Şiir birikimdir, değişik çevrelerin iklim şartları, bütün yaşanmış olayların günlük, aylık hatta yıllarca süren bir birikiminin patlamasıdır... Ve en önemlisi, sonsuzluğa uzanmak... Şiir, öteleri, sonsuzluğu, iç alemi kucaklayan bir çilingir. Ve o esrarlı alemlerden dökülen getirilebilen incelerdir.
Şiir de gaye hak olmalıdır... Hakkı savunmaktır. Haksızlığı duyurmak, teşhir etmektir, şiir yol göstermektir... Şiir de daldan budaktan sakınmamak gerekir. Şiiri akışına, içten gelişine set çekmemek gerekir... Şiiri olduğu gibi yansıtmak gerekir... Kısaca şiir, insanın iç aleminin sesidir. Şiir; Safdır... Durudur... Tabii Hakk'a yönelikse..."
Döner yıldızlar döner döner
Kalbinize hançer birgün
Bir avuç toprak altında
Söner ihtiras bir gün...
Bilenir bilenir bilenir bu yürek
Bilenir böyle hergün
Bunca zulüm altında
Şahlanır yürek birgün...
Yükselir feryad yükselir
Çığlıklar rüzgarlaşır
Kan, gözyaşı, hıçkırık
Boğar sizleri birgün...
Yıkılır yıkılır yıkılır bu düzen
Yıkılır elbet birgün
O kutsal sancak altına
Gelir mazlumlar birgün...
18/10/1988