Bilinçdışı düşlem, gerçeklik algısı ve yorumlanmasını sürekli etkileyip değiştirir ve bunun tersi de geçerlidir: Gerçeklik de bilinçdışı düşlemi etkiler.
Dağılma, benliğin kaygıyı bertaraf etme girişimlerinden en vahim olanıdır: Kaygıdan mustarip olmamak amacıyla benlik var olmamak için elinden geleni yapar, bu çaba belirli bir akut kaygıya neden olur: Parçalanarak atomlara ayrılma kaygısı.
Bir kişinin düşünüşünün zenginliği, derinliği ve inceliği onun bilinçdışı düşlem yaşamının niteliği ve yoğrulabilirliğine ve bilinçdışı düşlem yaşamını gerçeklik sınamasına tabi tutma yetisine dayanır.
Klein'ın konuşmasını bizzat dinlemediği ama onun Oidipus karmaşası ve üstbenliğin kökenlerini Freud'un ileri sürdüğünden daha erken döneme çekmesinin hoşuna gitmemiş olabileceği söylenir (Kristeva, 2001).
Psikanalitik alanda çalışma yapmıi bazı isimler vardır ki onları anlamak bazen profesyonel psikanaliz okuyucuları için bile oldukça zorlayıcı olmuştur. Bu isimler, Lacan, Bion ve bu kitapta kuramına giriş yapılan Melanie Klein olarak sıralayabiliriz. Hanna Segal bizzat Klein'ın analizinden geçmiştir. Daha sonra aralarında Bion'da olmak