Hasan Demiroğlu Sözleri ve Alıntıları
Hasan Demiroğlu sözleri ve alıntılarını, Hasan Demiroğlu kitap alıntılarını, Hasan Demiroğlu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Balkan Yarımadası'na Türkler, Osmanlılardan önce gelmiş, Balkan tarihini etkilemiş, şekil vermiş ve bölgenin bir parçası olmuşlardır. Türkler V. asrın başlarında, Slavlar ise VII. asırın ortalarında Balkanlar'a gelmişlerdir...
Sayfa 13 - Selenge YayınlarıKitabı okudu
1814 sonbaharında Hocabey'de (Odessa) iki Rum milliyetçisi ve bir Bulgar öğrenciden oluşan üç kişilik heyet tarafından Filiki Eterya örgütü kuruldu. Örgütün amacı Balkanlar'da Osmanlılara karşı olan halkları ayaklandırmaktı...
Sayfa 119 - Selenge YayınlarıKitabı okudu
Tarihin akışı nasıl olurdu?
Rusların Ortodoksluğu kabulünden önce İtil-Bulgarlarının İslamiyeti kabul etmesinin akabinde, İslam halifesinin direktifleri doğrultusunda Rusların İtil-Bulgarları tarafından 986 yılında İslam dinine davet edildikleri bilinmektedir. Ancak Ruslar 988 yılında hristiyanlığı kabul etmişlerdir...
Sayfa 43 - Selenge YayınlarıKitabı okudu
1875 yılında Hersekli Sırpların ve 1876 yılında Bulgarların isyan ederek yerli Müslüman halka, bilhassa da Türk nüfusa karşı yıldırma siyaseti izlemesine karşı, Osmanlı Devleti askeri tedbirleri almaya kalkıştığında veya 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda Rusya'ya ajanlık yapan Bulgar ve Sırplar cezalandırıldığında Rusya'da faaliyet gösteren Slav yardım komitesi sayesinde bu durum Rus ve Avrupa kamuoyunda bir vahşet gibi sunulmuştur...
Sayfa 17 - Selenge YayınlarıKitabı okudu
Moğollar, başlattıkları Batı seferleri sonucunda Bizans'ın katoliklerin dini, Müslümanların ise siyasi baskısından kurtarmışlardır. Dolayısıyla Katolik Avrupa Moğol akınlarından dolayı Ortodoksluğu siyasi hakimiyeti altına alamamıştır...
Sayfa 46 - Selenge YayınlarıKitabı okudu
Rusya; II.Katerina devrinden itibaren öne sürdüğü Yunan tasarısı ile Balkanlar'da daha güçlü bir nüfusa sahip olacağını düşünmüştür. Ancak Yunanistan'ın, Rusya'ya nazaran İngiltere'ye yakın siyasi argümanlar geliştirmesi, Ortodoks birliği politikasından Slav birliği (Panslavizm) siyasetine doğru yönelmesine yol açmıştır...
Sayfa 19 - Selenge YayınlarıKitabı okudu
Yunanistan'ın bağımsızlığını kazanmasını müteakip Rusya yanlısı değil de İngiltere ve Fransa yanlısı siyaset izlemesi, Rusya'nın din eksenli siyasetten (Ortodoks Birliği) kavim eksenli siyaset çizgisine (Slav Birliği) kaymasına sebep olmuştur...
Sayfa 250 - Selenge YayınlarıKitabı okudu
Ruslar, III.Roma olduklarını iddia etmelerinden dolayı, Doğu Roma İmparatorluğu'nun (Bizans) ilk dönem sınırlarını, kendi meşru sınırları olarak telakki etmiş, 1774 yılından sonra Osmanlı Devleti aleyhine genişleme siyaseti izlerken bu iddiayı hep göz önünde bulundurmuştur...
Sayfa 52 - Selenge YayınlarıKitabı okudu
I. Petro'nun Rusya'yı denizlerde etkin hale getirmek ve Ortodoksları kendi etki alanına almak istemesi, II. Katerina döneminde kısmen, I.Nikola zamanında ise coğrafi bakımdan başarıyla uygulanan bir siyaset şekline bürünmüştür...
Sayfa 250 - Selenge YayınlarıKitabı okudu
Çarlık, sınırları içerisinde yaşayan Ukraynalıların ayrı bir halk olmadığını iddia etmiş, XIX. asrın başlarından itibaren Ukrayna adını Malorossiya (Küçük Rusya) şeklinde değiştirerek Ukrayna halkını Rus halkına eklemlemeyi siyaseten başarmıştır.
1467 yılında Moskova Knezi İvan’ın karısı Mariya ölünce Knezlik, İvana layık biri ile evlendirmek istedi. Bu haber Papanın kulağına gitti, onun aklındaki isimde Bizans İmparatoru XI.Konstantin’in kardeşi Mora despotu Thomas’ın kızı Sofya Zoya idi.Papalığın buradaki amacı Türklere karşı yeni bir güç oluşturmak ve Ortodoks Rusların Katolikliğe sıcak bakmasını sağlamaktı. Evlilik gerçekleşmişti.12 Kasım 1472’ de Sofya Moskova Knezliğine gitmesiyle yönetimi etkilemeye başlamıştı. İstanbul ve Roma mimarisini Moskovaya getirmişti ve III.İvan’a nasıl bir yönetici olması gerektiği üzerine telkinler veriyor idi.
Bu doğrultuda Tatarları birbirine düşürerek bağımsız olan Moskova Knezliği Kazan Hanlığına vergiyi vermekten kurtulunca III.İvan Üçüncü Roma olduğunu söyledi ve Ortodoksların destekçisi haline geldi. Bir diğer görüşe göre ise Rus Ortodoks Papazı Philotheus’in III.Vasily’e yazdığı mektuba dayanmaktadır. I. Roma Kiliselerin ayrılıkçı düşünmesinden yıkılmıştı. II. Roma (Bizans) Hz.Muhammed’in inanlarından (Türklerin) baltalarıyla yıkıldığını dünyada artık Ortodoks inancının sadece Moskova’da özgür olduğunu bu özgür kilisenin de III.Roma’yı temsil ettiğini söyler. Ruslar bu iddia doğrultusunda 1774 yılından itibaren Osmanlı aleyhine genişleme siyaseti izlemeye başlamıştır.
Sayfa 49Kitabı okudu