Hakikat dediğimiz, altında yaşadığımız sema, cümle varlıktan ışığını esirgemeyen kainatın nuru, üzerinde yaşadığımız toprak gibi açık seçiktir. Gönül penceresi kararmamış, gözlerine perde inmemiş kişi baktı mı görür neyin ne olduğunu.
Onun ta buralara kadar gelmiş olmasını hayra yordu. Daha önce hep bir felaketten konuşmuştu. Bir daha gelirse eğer belki hayırlı haberler getirirdi. Ya da bir yol gösterirdi. Yıkılmış bir hayat nasıl kurulur? Hem de el toprağında, hem de köklerinden kopmuş bir kenger otuna dönmüşken? Belki de bunun sırrını verirdi... Belki de arkada bıraktığımız yurdumuza dönmenin sırrını..
Seydali, "Yolların başı olur da sonu olur mu? Sonu olsa da dönüşü olur mu?" diye mrıldandı, Bedro' yu düşündü...
Son zamanlarda okuduğum en etkileyici romanlardan birtanesiydi. 38'i unutmamak için sürekli dönüp dönüp Dersim romanları okurum. Ne kaybettiğimizi, Nasıl kaybettiğimizi daha iyi anlamak ve çözüm olabilmek için. Roman bir çocuğun gözünden anlatılıyor. Oldukça ekolojik bir yaşam varmış gerçekten bilmeme rağmen ekoloji esaslı bir anlatımla
Kötülüğün dili, dini, ırkı olmaz demeyin. Olur. Özellikle bu coğrafyada kötülük daha çok dil, din ve ırk üzerinde gücünü gösterir. Kimseye bir zararınızın olmaması önemli değildir başınıza örülmek istenen çoraplar için. En korkak dinlerin, en masum inançların peşinden hareket ediyor olabilirsiniz. "Ne olursan ol yine gel!" diyen masum bakışlara ve sözlere sahip olabilirsiniz. Renginizin tonu, bastığınız toprağın konumu, dilinizle oluşturduğunuz kendi içinde ve kimi kalabalıklarda, toplumlarda anlamlı olan sesler sizi egemen bir güçte yok etmek düşüncesi içine sokmaya yeter. Hadi geçtim hepsini. Egemenin sırf keyfi sebepleri için bile kötülüğe maruz kalabilirsiniz bu topraklarda.
Başka yerlerle kıyaslamaya gitmek anlamsız. Biz içinde yaşadığımız kötülüğü konuşalım ve kabul edelim. Sırf bşse benzemiyor, bizle aynı şeyleri düşünmüyor ya da aynı şeylere inanmıyor diye insanlara kötülük yapıyoruz. Ve bunu bir icazet alarak yaptıpımıza inanıyoruz.
Kabul edelim. Köklerimizde kötülük var.
Şer ZamanıydıHasan Hayri Ateş · Dipnot Yayınları · 202115 okunma
Dersim'in acılarını, umutlarını, inançlarını, yalnızlıklarını oldukça sade ve akıcı bir dil tercih etmesiyle beraber, biz okuyucuları romanın içine davet ediyor ve karakterlerin acı dolu yaşamlarına ortak olmamızı sağlıyor. Kahramanlarını çok iyi konumlandırmış. Zevkle okudum ve oldukça da haz aldım. Yeri geldi acılarına ortak olup ağladım,