Kayseri’nin, Kızılırmak vadisindeki şirin köyü Amarat’ta dünyaya
geldi. Gazetecilik ve hukuk öğrenimi gördü. Halen Ankara’da serbest
avukat olarak çalışıyor. Geniş bir alanda tutkuyla bağlı olduğu
okumayı ve yazmayı sürdürüyor. Amatör olarak fotoğrafçılık ve müzikle
ilgileniyor. Evli ve iki çocuk babasıdır.
Dün arka yolun kenarındaki iğdeleri kokladım, zamansız bir şey olmuyor, daha onların kokması için zaman vardı. Bence unutan insan, eksik insandır, alışmayan insan duygusuz.
Şimdi bir çağ bütün rüzgarıyla içimizde ne varsa söküp almak istiyor, "Kiremitte buz musun"u, "Gesi bagları"nı unutalım istiyor. Biliyorlar ki biz ancak onları unuttuğumuz zaman birer makineye, plastik varlıklara döneriz, kokuşmuş değirmenlerine ses çıkartamadan su taşırız. Ben eminim ki biz türkülerle her zorluğu yeneriz, türküsü olan halk asla umutsuzluğa düşmez. Yoksa Erciyes'in dibinden Dadaloğlu çıkar mıydı? Yoksa Muharrem Usta Kırşehir'den "Aydoostt..." diye seslenir miydi? Çayımız güzel insanlara türkü olsun, türkülerimiz sevgi ve umut...