"Kalplerimiz öyle yorgun ve perişan ki bizi diriltecek bir aydınlığa, yola düşürecek azimli adımlara susamışcasına muhtacız, birde halden dilden, sözden anlayan yoldaşlara."
Az insanla dostluk kuranlar, her mekâna ve ortama uyum sağlayamayanlar marazlı bir kişilik değil. Zoraki ve anlamsız bir ilişki ağında olmaktansa tek ve tenha olmayı, kendi köşesinde durmayı seçerler.
Sevdiğin insanlarla ilgili en gereksiz ayrıntıları dahi bilmek istersin. Çünkü bazen en gereksiz sandığın ayrıntılar, günün birinde güçlü ve sağlam bir bağın kurulması için en değerli vesile olur. 🌸
|
Birinin kalbine girmek yalnızca onun hoşlanacağı şeyleri yapmaktan geçmez, o insanda bize karşı bir ilgi uyanmışsa küçük bir adım, içten bir merhaba yeterli olur. Bütün çabanıza rağmen biri sizi görmüyorsa geri durmak en güzelidir, karşılıksız kalan her sevgi en çok seveni üzer.
"Zaman ilaç mı bilinmez ama zamanın bazı şeyleri dindirdiği, kalbe ağır gelen kimi duyguları hafiflettiği, neyin heves neyin gerçek bir bağlılık olduğunu gösterdiği açık bir hakikattir."
Sen, etraflıca düşünüp kimseyi gücendirmek
istemediğin için tutamayacağın sözleri
vermezsin, o da seni cesaretsiz sanır. Cesaretsiz değilsin, yapamayacağın şeyler için kimseye boş vaatlerde bulunmayacak kadar cesur ve ince düşüncelisin.
Seni pek umursamayan, hislerini yok sayan yahut anlamayan birine mühim ve özel bir duygunu açman Leyla Erbil’in o meşhur ifadesiyle sahiden de ucuzlatır işi. Anlasın diye türlü yollar denemekle insan yalnızca kendini tüketir. Elinden gelenin fazlasını yapmak bazen ziyandır.
Birinin yaslanacağı bir omuz olmak da birinin omzuna yaslanabilmek de sahih bir kalp ve sağlam bir karakter ister. Bundan sonrası da nasiptir, kalbin nasılsa nasibin de öyle olur.
insanı üzen,attığı adımın karşılık görmemesi değil , bir mesafeyi aşmak için yöneldiği kimsenin ona kendisi kadar hissiyatlı olmadığını kavramasıdır. Kalbinin dostluk beslediği o kimseye atfettiği mânâ yüklü duygunun, bir anda anlamsızlaşmasıdır