Gerçek sevgi ve muhabbet sürekli dil ile ifade edilen değil, davranışlarla gösterilen, tavırla ifadeye kavuşturulandır. Bazen insan çok sevildiğini muhatabının yüzüne gizlenen ifadeden anlar. Bir şeyi çok güçlü söylemenin sayısız yolu var, insan yeter ki ifade etmek istesin.
“Ait olduğu yeri bulamamış, bulduğu yere de uyum sağlayamamış kimseler hep bir arayış içindedir. Ararken rastladığı, yaşadığı, maruz kaldığı ve bulduğunu sandığı şeyler de birer tecrübedir. Anlamlı bir şeyin peşinde olanın çabası, yürüyüşü ve arayışı asla bitmez."
Ruh güzelliği genelde ilk anda fark edilmez, sonradan, tanıdıkça anlaşılır. Yüz ve beden güzelliğiyse ilk anda fark edilir. Dış güzellik herkesçe görülür ama ruhun güzelliğini zekâ ve hissiyatı olanlar görür. Yüzü güzel olup karaktersizliği anlaşılınca göze çirkin görünen çoktur.
Az insanla dostluk kuranlar, her mekâna ve ortama uyum sağlayamayanlar marazlı bir kişilik değil. Zoraki ve anlamsız bir ilişki ağında olmaktansa tek ve tenha olmayı, kendi köşesinde durmayı seçerler.
Sen, etraflıca düşünüp kimseyi gücendirmek
istemediğin için tutamayacağın sözleri
vermezsin, o da seni cesaretsiz sanır. Cesaretsiz değilsin, yapamayacağın şeyler için kimseye boş vaatlerde bulunmayacak kadar cesur ve ince düşüncelisin.
Sevdiğin insanlarla ilgili en gereksiz ayrıntıları dahi bilmek istersin. Çünkü bazen en gereksiz sandığın ayrıntılar, günün birinde güçlü ve sağlam bir bağın kurulması için en değerli vesile olur. 🌸
|
Birinin kalbine girmek yalnızca onun hoşlanacağı şeyleri yapmaktan geçmez, o insanda bize karşı bir ilgi uyanmışsa küçük bir adım, içten bir merhaba yeterli olur. Bütün çabanıza rağmen biri sizi görmüyorsa geri durmak en güzelidir, karşılıksız kalan her sevgi en çok seveni üzer.
"Zaman ilaç mı bilinmez ama zamanın bazı şeyleri dindirdiği, kalbe ağır gelen kimi duyguları hafiflettiği, neyin heves neyin gerçek bir bağlılık olduğunu gösterdiği açık bir hakikattir."
Birinin yaslanacağı bir omuz olmak da birinin omzuna yaslanabilmek de sahih bir kalp ve sağlam bir karakter ister. Bundan sonrası da nasiptir, kalbin nasılsa nasibin de öyle olur.
Seni pek umursamayan, hislerini yok sayan yahut anlamayan birine mühim ve özel bir duygunu açman Leyla Erbil’in o meşhur ifadesiyle sahiden de ucuzlatır işi. Anlasın diye türlü yollar denemekle insan yalnızca kendini tüketir. Elinden gelenin fazlasını yapmak bazen ziyandır.
“Her insanın başkasının hayatında bir rolü, bir menfaati, bir sahteliği olur, bunlar bitince de giderler. Birinin hayatında da çok az insanın gerçek bir yeri olur ve şartlar, koşullar ne olursa olsun zaman izin verdiği sürece gitmezler.”