Hakkında
Unvan:
Yazar
Okurlar
8 okur okudu.
9 okur okuyacak.
Sözler ve Alıntılar
Türkiye'de sağ giderek kurumsallaşmış birtakım önyargılara sahiptir. Yenilenmeye kapalıdır. Cadı kazanları kaynatır; hortlaklar, öcüler, hayaletler yaratır, gelişimin gerisinde kalır. Malum bazıları da çıkıp bu duyguları gıdıklayarak malı götürmeye çalışır.
Sayfa 126
1965
Alman Çalışma Bakanı Kazzer'in sesi yükseliyordu. Şöyle diyordu:
Türk misafir işçilerine teşekkürler. Bugün
Almanya'da bizler, sizlerin sayesinde daha iyi yaşıyor ve kazanıyoruz. Alman ekonomisi Türk işçisinin emekleriyle gelişecektir ve bu ekonominin, daha 750 bin işçiye gereksinimi vardır.
1950'ler Türkiye'sinin gerilerde kaldığı, kabuk değiştirdiği bu yıllarda AP ilk ihracat patlamamızı, hem de hayali olmayanını gerçekleştirdi: Ucuz işgücü dış satımı!
Almanya'nın ucuz hammaddeyi tamamlayacak ikinci maliyet unsuru ucuz işgücüydü.
Başlangıç yıllarında bu dışsatımın tek bir amacı vardı; işsizlik baskısını biraz olsun hafifletebilmek... Ancak, katar katar yolladığımız yüzbinlerin daha sonraki yıllarda anlaşılacaktı mark yumurtladıkları...
Sayfa 19
Siyasal İslam ve şakalarından kurtulamadık gitti
-Elektriğe de zam yapılmayacak.
Bakanlar Kurulu dağılırken ise, ertesi gün yayınlanacak gazeteleri için haber peşinde koşuşturan gazeteciler, bürolarına elektrik zammı haberini geçiyorlardı.
Maliye Bakanı Yılmaz Ergenekon'sa:
- Elektriğe zam istenmesi söz konusu değildir, diyerek gazetelere tekzip yazıları yolluyordu. Fakat zam tekzipten daha hızlı yürürlüğe giriyor, tekzip ise zamdan ancak 5 gün sonra yayınlanma olanağına kavuşuyordu.
Süleyman Demirel şakalarını sürdürüyor:
- Biz enflasyonla savaşmak, işsizlikle savaşmak, yoklukla savaşmak için hükümet olduk.
Sayfa 88
1 Nisan 1975 tarihinde, Demirel Nisan Bir şakasını yapıyordu:
Evvela yokluğu kaldıracağız. Daha çok pahalılığa sebep olmamak için elimizden gelen her gayreti sarfedeceğiz. Pahalılık nedir? Pahalılık enflasyoncu bir politikanın neticesidir. Enflasyonla savaş, hükümetimizin bir numaralı meselesi olacaktır.
Sayfa 86
Adamların ana felsefesi "talan etmek, yağmalamak"
Danıştay'ın, en yüksek yönetim mahkemesinin, Dava Daireleri Genel Kurulu'nun 30.1.1975 günlü, E.75/82, K.76/18 sayılı, son biçimini almış ve kesinleşmiş kararından bir bölüm alacağım.
"Bugün Türkiye'de kıyı yağmacılığı yadsınamaz bir gerçektir, elle tutulur bir olgudur... Özellikle İstanbul ve İzmir gibi sanayileşmenin ve iç turizmin yoğun olduğu kentlerde sahiller, zengin şahıslar, şirketler ve müesseseler tara findan kapatılmış, buralara büyük apartmanlar ve işyerleri yapılmıştır. İş sadece bununla kalmamıştır. Sahilleri kapatanlar, binaların önündeki denizin içine de tel örgüler gerdirmişler, böylece adeta denizi de kapatmışlardır. Bu yerlerde karadan denize giremeyenler, denizden de karaya geçemez olmuşlardır.
İletiler
Henüz kayıt yok
Yorumlar ve İncelemeler
Henüz kayıt yok