Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Henry Laoust

Henry Laoustİslâm'da Ayrılıkçı Görüşler yazarı
Yazar
8.0/10
4 Kişi
6
Okunma
1
Beğeni
872
Görüntülenme

Hakkında

İbn Teymiyye üzerine araştırmalarıyla tanınan Fransız şarkiyatçısı. Babası Emile Laoust Berberî lehçeleri uzmanıydı. M. Henri ailesiyle birlikte Fas’a giderek bir müddet orada kaldı. Ecole Nationale Supérieure’den mezun olduktan sonra (1926) Paris Doğu Dilleri ve Medeniyetleri Enstitüsü ile Sorbonne Üniversitesi’nde felsefe ve Arapça okudu. Kahire’deki Institut Français d’Archéologie Orientale’de öğrenim gördü ve 1937 yılında Institut Français des Etudes Arabes de Damas’ın önce sekreterliğine, ardından müdürlüğüne getirildi. Çalışmalarında önceliği eski metinlerin ilmî neşrine verdiği için çok sayıda eseri yayımlandı. Farklı kütüphanelerdeki yazma kitapların tesbit edilmesi amacıyla enstitüye bağlı araştırmacıların serbest çalışmaya yönlendirilmesinde önemli katkıları oldu. Müdürlük yaptığı sürece Suriye’nin iç meselelerinden uzak tuttuğu enstitüde sosyoloji ve siyaset konuları üzerindeki çalışmalarla fazla ilgilenmediyse de enstitünün ülkesinin dış siyasetine hizmet etmesi amacıyla kurulmuş olması dolaylı da olsa Henri Laoust’un günlük siyasetten uzak kalmasına imkân vermedi. Bu sebeple Fransız sömürge idaresinin sivil ve askerî memurları burada belli dönemlerde eğitim gördü. Laoust, İslâm ve Arap dünyası hakkındaki bilgisi ve ılımlı şahsiyeti sayesinde müslüman çevrelerle rahatça münasebet kurabiliyordu. Louis Massignon’un telkiniyle başladığı Takıyyüddin İbn Teymiyye hakkındaki çalışmaları Vehhâbîler’in dışında Mısır, Cezayir ve Fas’taki ıslah hareketlerinin İbn Teymiyye ile yakından ilgilendikleri döneme rastlamıştır. 1946’da Fransa’ya dönen Laoust, 1956 yılına kadar Lyon Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. Louis Massignon, 1927’de yayımlamaya başladığı Revue des études islamiques adlı dergiyi 1956-1962 yılları arasında Laoust ile birlikte idare etti. Onun 1962’de ölümünden sonra 1981 yılına kadar derginin müdürlüğünü Laoust üstlendi. Collège de France’a 1957’de üye kabul edilen Laoust burada Massignon tarafından kurulan İslâm Sosyolojisi Kürsüsü’nün başına geçti (1962); 1975 yılına kadar ders verdi ve çok sayıda araştırmacı yetiştirdi. Louis Massignon, Jean Sauvaget, Regis Blachère, J. Berque ve Claude Cahen gibi Laoust da özel kütüphanesini buraya bağışlayarak Arap, Türk ve İslâm Tedkikleri Kütüphanesi’nin oluşmasına yardımcı oldu. Henri Laoust’un araştırmaları daha ziyade kelâm, usûl-i fıkıh, fıkıh ve tarih alanında yoğunlaştı. XIX. yüzyıl şarkiyatçıları gibi klasik konulara ağırlık verdiği için doktora konusu olarak İbn Teymiyye’nin düşünce yapısını tercih etti. Mısır’da bulunduğu yıllarda bu ülkenin dinî ve siyasî konumuyla da ilgilenerek makaleler yazdı. Islah hareketinin önderlerinden Reşîd Rızâ’nın hilâfet ve imâmete dair eseri üzerine hazırladığı çalışmasını ikinci tez olarak takdim etmek istediyse de hem yazarının hayatta olması hem Mısır’ın o dönemdeki konumu sebebiyle bundan vazgeçti. İbn Teymiyye’nin içtimaî ve siyasî fikirleri hakkında yaptığı asıl teziyle devlet doktoru unvanını alırken sonraki yıllarda gerçekleştireceği araştırmalarının istikametini de bu çalışması belirledi. Bu tezini tamamlamak üzere İbn Teymiyye’nin fıkıh usulü üzerine yazdığı eseri ikinci tezi olarak takdim etti. Daha sonraki yıllarda Henri Laoust ilgi alanını genişletti. Ebü’l-Alâ el-Maarrî, Mâverdî, Gazzâlî, İbn Tûmert, Mavaffakuddin İbn Kudâme, İbnü’l-Mutahhar el-Hillî, İbn Kesîr ve İbn Haldûn gibi âlimlerin görüşleri üzerine daha çok makale tarzında araştırmalar yaptı. İslâm dininin geçirdiği tarihî süreç içinde Hanbelîliğin konumunu belirlemek amacıyla tarih kaynaklarına ve özellikle halifelik konusunda İbn Kesîr’in el-Bidâye ve’n-nihâye’sine önem verdi, yalnız onun eserlerine dayalı makaleler yazdı. Laoust, Sünnî mezheplere olan ilgisi yanında Hillî’nin eserleri ışığında Şiî mezhebine dair makaleler de yayımladı. Bazı İslâm kaynaklarını Fransızca’ya çevirirken bunlara yazdığı girişler ve eklediği dipnotlar ilmî araştırmalara önemli katkılar olarak kabul edilmiştir. Ayrıca İslâm ülkeleri hukukçuları ile Fransız hukukçuları arasında diyalog kurmaya gayret gösteren Laoust, bu amaçla insan hakları ve İslâm konusunda ilk üçü Riyad’da yapılan toplantıların ardından Paris, Viyana, Cenevre ve Strasburg’da benzerlerinin düzenlenmesinde önemli rol oynadı.
Tam adı:
M. Henri Laoust
Unvan:
Fransız Araştırmacı Yazar
Doğum:
1 Nisan 1905
Ölüm:
12 Kasım 1983

Okurlar

1 okur beğendi.
6 okur okudu.
2 okur okuyor.
11 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
klasik metot İslam tarihini üç esas devir içerisinde ele almaktadır; bunlar, temelde Yunan medeniyeti tesirine bağlı bulunan ve Emeviler ve ilk Abbasiler zamanında büyük atılım gösteren nazari gelişme dönemi; Abbasi halifesi el-Mütevekkil'in Sünniliği yeniden yerleştirmesinden itibaren başlayan ve çok uzun bir süre devam eden gerileme ve çöküş dönemi ve son olarak, tamamen Batı tesiri altında ortaya çıkan ve özellikle Mısır'ın Fransa tarafından işgal edilmesiyle başlatılan rönesans (yeniden doğuş) dönemidir. Böyle bir sınıflandırmaya dayanan bir inceleme hem gelenekçidir hem de eskinin tekrarından ibarettir; çünkü böyle bir metot takip etmek İslam tarihinin iyice kalıplaştırılmış bir yapılanışı içerisinde kalmaktır. Oysa, çöküş dönemi içerisinde gösterilen Memluk devrinde tamamen birinci plandan olan yazarlar yetişti. Osmanlılar'ın dini tarihi de tamamen incelenmemiş olmasına rağmen, günümüz dünyasında büyük bir etken olarak ağırlığını koymaya devam etmektedir. Aynı şekilde, Safevilerin damgasını taşıyan önemli Şii rönesansı hareketi de çağdaş realitelerle iç içe bulunmaktadır. Öte yandan, çağımızdan önceki çağ, müslüman milletlerin bugünkü hayatına temel teşkil etmeye devam eden çeşitli yenilikçilik ve çağdaşlık şekillerine tanık oldu.
Her ne kadar raşid halifeler devri ve Emevi devletinin, gerek ilk ayrılıkların ortaya çıkmasında gerekse daha sonra İslam'ın yapılanmasında çok büyük payı olmuşsa da, ister Şeyh el-Müfid veya Ebu Cafer et-Tusi gibi yazarlarıyla Şiilik, ister Gazali veya Fahreddin er-Razi gibi Büveyhi devri yazarlarıyla Sünnilik ve Cüneyd, Ebu Talib el-Mekki veya İbn Arabi gibi yazarlarıyla Sufilik, isterse Kadı Abdülcebbar veya İbn Ebi'l Hadid gibi yazarlarıyla Mu'tezile söz konusu olsun ... bütün büyük İslam fırkaları, varlığını, nazari yönden Abbasi devri literatürüne dayanarak sürdürmektedirler.
Reklam
Tarih, islam'da bir teolojidir ve teoloji de bir tarihtir. Öte yandan, büyük İslam mezheplerinden her biri, bir siyasi sistem olmasına rağmen, kesinlikle bir siyasi doktrine indirgenmeyecektir; çünkü İslam'da mana ile madde veya dünya ile din ayrılmaz bir biçimde birbirine bağlı olmuştur ve bağlı olmaya devam edecektir.
beda
Muhtar, Medain önlerinde Mus'ab ile savaşa başlamadan önce, askerlerine, ilahi bir vahye dayanarak, parlak bir zafer müjdelemişti. Yenilince, kendi hükmünü çiğnememek için, Allah'ın fikir değiştirdiğini ileri sürdü.
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok