"İyilik yüzlerinizi kah garba kah şarka döndürmek değildir. Esas olan iyilik odur ki: Allah’a, ahiret gününe, peygamberlere, kitaplara, meleklere iman edesiniz ve yetime, yoksula, yolda kalmışa, yüz kızartıp isteyene ve kölenin hürriyetine tasadduk edesiniz. Namazını doğru kılan, zekatını veren, ahdine vefa eden birde zor hastalıkta ve harbin şiddetlendiği zamanlarda sabredenler kurtulmuştur. Allah’tan sakınanlar bunlardır."
Bu ayetler [Bakara 177] mukaddes kitabımızdan. İnceleme olarak da, Doğu Türkistan davasında yol gösterici olarak da yeter. Nerde mazlum görsek, kimsesiz, biçare, zulme, haksızlığa uğramış bir Allah'ın kulunu görsek, bu ayetler bizim ne yapacağımız konusunda bize yeter. Bizim ateşimizi söndürür, yanan bir ormanın toprağından boy gösteren küçük bir filiz gibi umut verir...
Biz büyük bir milletiz evvelallah. Bizi büyük bir millet yapan, namussuzun karşısına çıkıp dikilmemizdir. Kendi derdimizi arkaya atıp Türk'ün, Müslümanın derdiyle dertlenmemizdir. Bizi aziz yapan budur!
Doğu Türkistan davasında; kimse gıkını çıkarmasada, Hz.Allah herşeyi aynel yakin bilmektedir. Kafir gizlese de, münafık çarpıtsa da, Bİ İNSAF KALABALIK UMURUNA GETİRMESE DE, yarın Allah'ın huzurunda, o büyük mahkemede nasıl olsa herkes hesap verecektir. Türk'ün ismini tarihten silmek isteyenler, adı güzel kendi güzel Muhammed'in (as) adını haşa silemedikçe Türk'ü de yok edemeyeceklerdir! İnanıyorum ki zamanı geldiğinde bu büyük millet yine eski zamanlarına dönecek ve düştüğü yerden doğrulacak ve dünyaya yeniden nizam verecektir.
O gün gelinceye kadar, Allah'a emanetsin Kaşgar, Aksu, Kumul, Gulca, Yarkent, Turfan...