Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hıdır Göktaş

Hıdır GöktaşKürtler - 1 yazarı
Yazar
Derleyen
8.3/10
3 Kişi
21
Okunma
1
Beğeni
658
Görüntülenme

Hıdır Göktaş Sözleri ve Alıntıları

Hıdır Göktaş sözleri ve alıntılarını, Hıdır Göktaş kitap alıntılarını, Hıdır Göktaş en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
DERSİM TEDİP HAREKÂTI
Kozluca Muharebesi adıyla anılan bu çarpışmada Seyyid Rıza çemberi yarmayı başarırken küçük karısı Besi, oğlu Şeyh Hasan ve bin kadar adamını kaybetti.Seyyid Rıza’nın yakalanması bazı kaynaklarda ise “teslim oldu” veya “yakalandı” şeklinde verilmektedir. Seyyid Rıza tutuklanmasının peşi sıra yargılandı ve aralarında küçük oğlu Reşik Hüseyin, yeğeni Yusufhan aşireti reisi Kamber ve Kureyşan aşireti reisi Seyyid Hüseyin’in de aralarında bulunduğu 10 arkadaşıyla birlikte 10 Kasım 1937 tarihinde idama mahkum edildi.
Sayfa 138Kitabı okudu
İ-KDP 3. Kongresinden sonra faaliyetini İran'da ve İran dışında, gizli olarak sürdürdü. 1978 yılında Şah'a karşı yükselen muhalefetin sürükleyicileri arasında yerini aldı. Humeyni ile ittifak içerisine girildi. Ancak, Şah’ın devrilmesinden sonra yönetimin başına geçen Humeyni, Kürtlere karşı, öncekinin aksine sert bir tutum izlemeye başladı. İ-KDP, İran Kürdistanında özerklik isteminde bulundu, ancak bu istemi Humeyni yönetimince reddedildi. Bu gelişmeler üzerine İ-KDP, İslam Cumhuriyeti kurulmasına ilişkin 30 Mart 1979 da yapılan referandumu ve 1 Aralık 1979'da yapılan Anayasa oylamasını boykot etti. İ-KDP, 19 Ağustos'ta Humeyni yönetimi tarafından yayınlanan bir bildiri ile "yasa dışı" ilan edildi. Bu tarihten sonra İ-KDP Humeyni yönetimine karşı silahlı mücadele yürütmeye başladı. İ-KDP’nin bu mücadelesi 1984 yılına kadar sürdü. Bu dönem içerisinde bazı mevziler ele geçiren Kürtler, 1984 yılında bu mevzileri tek tek kaybettiler. Bu çarpışmalar sırasında bir çok Kürt öldürüldü.
ant yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bakü’den dönen Kürt heyeti Mehabad'a geldiğinde, herkesi Kürt bağımsızlığı için çalışmaya ve çarpışmaya hazır buldu. Hemen herkesin elinde veya evinde bir silah olmasına karşın, Mehabadlı Kürtler silah azlığından yakınıyorlardı. Bunun üzerine Kadı Muhammed, Sovyetlerin Mehabat Ticaret Temsilcisi Babayof ile temas kurarak bir parti tüfeğin daha Mehabat'a getirilmesini sağladı. Bir miktar silah daha sağlanmıştı ama, bağımsızlığın ilan edilmesi aşamasında daha çok silaha gereksinim duyulabilirdi. Bu eksikliğin tamamlanabilmesi için bir yandan da başka arayışlar sürdürülüyordu. Bu sıralarda İran Azerbaycan’ında da bağımsızlık hazırlıkları sürdürülüyor ve yer yer sert çalışmalar çıkıyordu. Bu çatışmalar sırasında Azerbaycan milisleri Rızaiye'deki İran Jandarma Karakollarını işgal etti. Bu gelişmeden bir kaç gün sonra, Rızaiye yolundan gelen Sovyet kamyonları, Sablax ırmağı üzerindeki Pıra Sor'u (Kızıl Köprü) geçerek bir gece yarısı Mehabad'a girdiler. Bu kamyonlarda, İran jandarma teşkilatından ele geçirilen 1200 tane tüfek bulunuyordu. Sovyet askerlerinin kontrolü altında ve Sovyet kamyonlarıyla Mehabad'a getirilen bu silahlar gizlice Komel Örgütü'ne teslim edildi. Ayrıca, bu 1200 tüfeğin yanı sıra bol miktarda cephane ve diğer savaş malzemeleri bulunuyordu. Böylece, Azerbaycan Sovyet Cumhuriyeti Başkanı Cafer Bakırof'un söz verdiği silahların ilk bölümü Kürtlere ulaşmış oluyordu. Ancak, söz verilen tank ve top gibi silahlardan henüz bir haber yoktu.
ant yayınlarıKitabı okudu
Berzenci, 1922 yılı Ekim ayında kendisini bir kez daha Kürdistan Kralı ilan ederek, bir hükümet kurdu. Kardeşi Şeyh Kadir Berzenci'yi Başbakanlığa getiren Berzenci, Hristiyan Kürtlerden Abdülkerim Alaka’yı Maliye Bakanlığı’na, Hacı Mustafa Paşa’yı Milli Eğitim Bakanlığı'na ve Salih Zeki Paşayı da Başkomutanlığa getirdi. Yeni kurulan Kürt
ant yayınlarıKitabı okudu
Evlerin nasıl yakılıp yıkılacağı konusunda, bir el kitabı bile bastırılarak askeri birliklere dağıtıldı, "Tunceli bölgesinde yapılan eşkiya takibi hareketleri, köy arama ve silah toplama işleri hakkında kılavuz" isimli bu kitapçıkta "evlerin nasıl yakılacağı" dahi ayrıntılı olarak anlatılmaktadır. Kitapçığın "Köyde eşkiya
alan yayıncılıkKitabı okudu
Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak, Ağrı ve Oramar isyanlarından sonra, doğu illerinde yaptığı incelemelerden sonra, Erzincan’a ilişkin gözlemlerini Başbakanlık ve İçişleri Bakanlığına bir rapor olarak sundu. 18 Eylül 1930 tarihli bu raporda şu saptamalar yer alıyordu: "1. Erzincan ilindeki incelemelerim sırasında ekonomiyi önemli
alan yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Koçgiri ayaklanmasında etkin rol oynayan Veteriner Doktor Nuri Dersimi (Baytar Nuri) bu konuya, "Türk kuvvetlerinin teçhizat ve sayı üstünlüğü" gerekçesinin dışında şu açıklamayı getirmektedir: "Kürt milletinin içtimai kurumunun ekseriyetle aşiret şeklinde bulunması, aşiretler arasındaki husumet ve ademi ittihat, kurtuluş savaşları için gereken birlik ve ahengi baltalamıştı. Orta halk tabakasının noksanlığı dolayısıyla da, aşiret reisleri kolaylıkla düşman devlet tarafından kazanılabilmişti. Din ve mezhep ihtilafları dolayısıyla Kürtler arasında mevcut itimatsızlığı izaleye muktedir münevver kitle henüz matlup bir yeküne baliğ olmamıştı."
alan yayıncılıkKitabı okudu
Barzanilerin önderlik ettiği isyanların ardından Kürtler yaygın olarak örgütlenmeye başladılar. Şeyh Mahmut Berzenci’nin yardımcılarından Profesör Refik Hilmi’nin başkanlığı altında, 1939 yılında Sü- leymaniye’de Hevi (Umut) isimli bir örgüt kuruldu. Yurtsever ve milli bir özelliğe sahip olan bu örgüte hemen her meslekten insanlar üye olmaya başladı. Hevi kısa sürede üye sayısını artırmasına karşın, bir süre sonra çeşitli eleştiriler almaya başladı. İçerisinde sol unsurlara yer vermediği için eleştirilen Hevi örgütü, daha sonraları Nazilerin görüşünden etkilenen bir örgüt olmakla suçlandı. 1945 yılma kadar güçlü olarak faaliyetlerini sürdüren Hevi Örgütü daha sonra giderek zayıflamaya başladı ve bu örgütün tabanı, kendisinden sonra kurulan Rızgari (Kurtuluş) örgütüne doğru kaydı.
ant yayınlarıKitabı okudu
1800'Iü yıllar boyunca süregelen Kürt hareketleri ve isyanlarında daha çok aşiret ilişkilerinin ön plana çıktığını; 1900'lü yıllar yaklaşırken bu durumun milliyetçi bir kisveye bürünmeye başladığını görürüz. İlk Kürtçe yayın olan "KÜRDİSTAN” gazetesi bu gelişmelerin bir ürünü olarak 9 Nisan 1898 tarihinde Bedirhan Bey’in torunlarından Mithat Bey tarafından Kahire'de yayınlandı. Mithat Bey'in, kısa bir süre sonra hastalanarak ölmesi üzerine, Kürdistan Gazetesi, altıncı sayıdan itibaren Mithat Bey'in kardeşi Abdurrahman Bey tarafından çıkarılmaya başlandı .Toplam 31 sayı çıkan bu gazete, Kahire'den sonra Cenevre, Londra ve Folkstone (İngiltere)'de yayınlandı.
alan yayıncılıkKitabı okudu
Kürdistan Demokrat Partisi Nizamnamesi'nde partiye girebilmek için yemin edilmesi de bir koşul olarak yer alıyordu. Partiye girişte edilmesi gereken yemin ise şöyle belirleniyordu: "Ben, biliyor ve inanıyorum ki, mensubu bulunduğum Kürt halkı, zorbalar tarafından bütün insani, sosyal ve kültürel haklarından, zorla, hile ile, kabalıkla ve kalleşlikle mahrum edilmiştir. Halkımızı özgürlüğe kavuşturmak, onurlu ve kutlu kılmak ve bunları koruyabilmek için, devrimci çalışma ve mücadele yapmak, özellikle milli bir teşkilat kurmak zaruridir. Bu nedenle, ölünceye kadar bu devrimci yolda yürüyeceğime, arkadaşlarımı koruyacağıma, Kürt halkının özlem ve isteklerini gerçekleştirmek için tüm gücümü harcayacağıma ve partimizin saflarında çalışacağıma, namusum, şerefim, tüm fikri ve maddi mukaddesatım üzerine yemin ederim.
ant yayınlarıKitabı okudu
143 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.