Gökyüzünde asılı duran tahtın üstünde, insanın hayal edebileceği bütün güzellikleri kendinde toplamış ayakta duruyor ve elinde bir küre tutuyordu. Bu kürenin doğusu aydınlık, batısı karanlıktı. Aydınlık ile karanlık arasında öyle bir denge vardı ki, ne
aydınlık karanlığa, ne de karanlık aydınlığa karışıyordu.
Sağ taraftaki kalabalık:
-Ya Rabbî! Ya Rabbî! Karanlıkları kaldır, diye bağırdılar.