İ. Metin Ayçiçek Sözleri ve Alıntıları
İ. Metin Ayçiçek sözleri ve alıntılarını, İ. Metin Ayçiçek kitap alıntılarını, İ. Metin Ayçiçek en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.yüklü xanımların dikkatine.:)))
elimizden geldiğince stresi az bir yaşam ritmi ve orta mı yaratmamız gerekmektedir. Kalp atışlarımızın düzenini sık sık bozan yaşam biçimleri, bizimkinden de fazla çocuğun yaşamını etkilemektedir. Alışık olmadığı kalp atış ritmini bulamayan çocuk daha ana karnındayken kendini güvenlikten yoksun hissedecek; korku ve panik doğacakur.
Bin yılların dene vimi içerisinde anneler görmüştür ki, sol kolları üzerine yatırılanı bebekler daha çabuk sakinleşmektedirler. Bunun, annenin kalp atışlarının sesiyle doğrudan bağlantılı olduğu artık bilinmektedir.
babalar zahmet olacak sizde bı okuyun.
Hamileliğin son aylarında, ağzın ana karnına değecek kadar
yaklaştırılarak yapılan düzenli ses uyarılarının sahiplerini, çocuk, doğum sonrasında çok kısa sürede tanımakta ve daha önemlisi, onlarla güvene dayalı sıcak ilişkiler kurabilmektedir. Baba adayları da ağızlarını hamile eşin karnına dayayarak ve her gün düzenli olarak belli bir sözcükle doğacak bebekle ilişki kurdukları tak dirde, doğum sonrası çocuk, sesin sahibini hemen tanıyarak ona güvenle yönelecektir.
Kendini tanımak yaşamla barışın ilk adımıdır.
"Farklı toplumsal katmanlardan gelen çocuklar, her yaş grubunda farklı beden ölçüsüne sahiptirler. Yapılan araştırmalar, ekonomik açıdan üstün ve sağlıklı koşullarda büyiyen çocukların, ekonomik açıdan düşük düzeydeki çocuklara oranla daha gelişmiş olduklarını göstermiştir. Bu farkliliğin oluşumunda beslenme, uyku, egzersiz ve boş zamanların değerlendirilmesi etkenlerinin rol oynadığı saptanmıştır."
çocuğa verilecek en büyük hediye.
Güçlü bir özgüven duygusu; sağlam bir irade gücü; gelişkin bir usavurma yeteneği; zengin bir düşünce dünyaSı... Bütün bunların üzerinde biçimlenebileceği tutarlı bir değerler sistemi. Yani: Gelişkin bir kişilik.
Er de olsa, geç de olsa, güç de olsa öleceğiz Mechullerden geldik bizler meçhullere gideceğiz Sonsuzluğun ortasında bir kivilcim hayatımız Sönük idik, bir an yandık, şimdi yine söneceğiz.
Doğduğumuz da hemen hemen tümüyle sezinlenmemiş bir potansiyel halinde oluruz. Her birimizde bir yeni olasılık bulunmaktadır... Dünya da çoğunlukla sezinlenmemiş kapasitelerle dolu olup bizim çabamıza beklemektedir. Şu halde sorumluluk bizimdir. Her bir kişinin ve içinde yaşadığımız dünyanın ortaya konuşu, var oluşumuzun ama ana amacı ve tek umududur. Bir bütünün tümüyle işlevsel bir bölümü olarak herhangi birimizin ihmali, kim ve nerede olursak olalim, sürekli olarak yitirilmiş bir kapasite olacaktır."
Ölüm sözcüğü, insanda ve zihinsel üretiminde, ürküntüyle karşılanan bir bilinmezin adı olmuş.
Kendimizi keşfetmeden, cocuğu eğitmek olanaksızdır.
biyolojik evrim aşamalarını ana karnında tekrar ederek dünyayla tanışan insan, sanki doğumdan sonraki gelişim sürecinde de insansı atalarımızın evrim tarihini yaşatmak ister bize. Doğumdan bir süre sonra emeklemeye başlayan bebek-insan, daha sonra arka ayaklanı üzerine kalkarak elin özgürlüğe kavuşmasının yolunu açar. Nesnel dünyayla doğrudan ilişkiye geçen çocuk-insan elleri aracılığıyla bilgi ve becerisini artırmaya başlar. Ellerinin özgürlüğünü kazanan insan sadece doğaya karşı özgürlük alanını genişletmekle kalmayıp, aynı zamanda, ilk toplumsal çevreye (anne, baba, vb.) karşı da bağımlılık ilişkisini daraltır.
Silik insan karakteriyle doldurulmuş bir toplumda, demokratik dönüşümleri zorlayacak yeterli bir dinamik yaratmak olanaksızdır. Köle ruhu, köle sahibine tapınmayı öğrenmiştir eğitiminde.
Kalitimsal olarak sahip olduğumuz özelliklerin boy vermesi, ya da yeteneklerimizin yeterince açığa çıkabilmesi, kuşatıldığımız çevre koşullarının sunduğu olanaklarla sınırlıdır. Gelişim, genetiğin sunduğu olanaklarla birlikte, çevre koşullarına bağlı olarak gerçekleşebilir
Toplumsal yaşamın kaçınılmaz. zorunluluğu olan kuşaklar arasi catisma, doğru yöntemlerle ele alınarak işlendiği takdirde, üreten, geliştiren bir dinamik olur her iki kuşak için de.