Fiziğin bir alanında, belirsizliğin doğanın doğal bir özelliği olduğu konusunda büyük bir fikir birliği vardır. Hiçbir ekstra bilgi, olayları tahmin edilebilir hale getiremez çünkü sistemin kendisi yapacağını bilmez. Sadece yapar. Bu alan kuantum mekaniğidir. Yaklaşık 120 yıllık geçmişi var ve sadece bilimde değil, bilimle gerçek dünya arasındaki ilişki hakkındaki düşüncemizde de tamamen bir devrim yarattı. Hatta felsefi düşünen bazı insanları gerçek dünyanın ne anlamda var olduğunu sorgulamaya bile yöneltti. Newton'un bilime en büyük katkısı, doğanın matematiksel kurallara uyduğunu göstermekti. Kuantum teorisi bize kuralların bile doğası gereği belirsiz olabileceğini gösteriyor. Ya da neredeyse tüm fizikçiler böyle iddia ediyor ve iddiayı destekleyecek çok sayıda kanıtları var.
Hayat bir piyangodur. Belirsizlik genellikle şüphe doğurur ve şüphe bizi rahatsız eder, Bu yüzden belirsizliği azaltmak veya daha da iyisi ortadan kaldırmak isteriz. Ne olacağı konusunda endişe duyarız. Hava durumunun apaçık bir şekilde tahmin edilemez olduğunu ve tahminlerin genellikle yanlış olduğunu bilmenize rağmen, hava tahminlerine bakarız.
Bilgisayar aritmetiği gerçekte ondalık formatta yürümez. Bilgisayarlar 10 tabanı yerine 2 tabanını, diğer deyişle ikili sistemi kullanır. Bilgisayarlar birler, onlar, yüzler, binler vb yerine 1,2,4,8,16,32,64,128,256 vb (ikinin katları; her biri bir öncekinin iki katı) kullanır. (Dijital kamera bellek kartınızın büyüklüğü, işte bu yüzden 256 me- gabayt gibi komik rakamlarla ifade edilir. Bilgisayarda, 100 sayısı 64 + 32 + 4 olarak parçalandıktan sonra 1100100 olarak depolanır.